Kendi Cehennemini Yaratmak!

Artan kadın cinayetleri, küçük çocuk tacizleri, sıradan tartışmaların cinayetlere dönüşmesi, kuralları ihlal ederek ölümlü kazalara yol açan trafik kazaları, adi suçlar, öfkeli kalabalıklar, yasa ve kural tanımamazlık, hoşgörüsüzlük, sevgisizlik, saygısızlık ve görgüsüzlük, devletin kurumsal yapısının çöktüğünü ve işlemez hale geldiğini gösteriyor.

yasak

Neredeyse yasadışı bir devlet, gayrimeşru bir millet haline dönüştük.

Kâğıt üzerinde yani yasal düzenlemeler anlamında hiçbir eksiğimiz yok. Sorun yasaların uygulanmaması.

Yurttaşlar, yasa ve yönetmelikleri, kuralları önemsemiyor. Yasaların ve toplumsal kuralların uygulamasından sorumlu olan ve denetlemesi gereken görevliler de ihlallere aldırmıyor çünkü bu görevliler de ‘görevlerinin önemi konusunda’ yeterli bilinç seviyesinde değiller.

Örnek; doğal ortamlara hafriyat, atık, moloz vb dökmek yasak ve yaptırımı var ama doğaya bir göz atın, uygulama var mı görün. Sokakta aracınızı yıkayıp, deterjanlı pis suları yollara akıtamazsınız ama uyan, önleyen var mı? İzinsiz ağaç bile budayamazsınız, bunun mali karşılığı var. Aklınıza esince bırakın herhangi bir yerdekini, bahçenizdeki ağacı bile kesemezsiniz, bunun da hem maddi cezası hem de hapis cezası olan karşılığı var ama uygulaması yok!
Aklınıza esince klakson çalamazsınız; kavşaklara, yol ayrımlarına 10 metre mesafe içerisinde aracınızı park edemezsiniz ama durum öyle değil. Ne bunu bilen, ne uyan sürücü, ne de önleyen görevli var.
Pazarlarda ‘yamaçtan yamaca seslenir gibi’ haykıramazsınız ama pazara girince işitme duyularınızı kaybedebilirsiniz.

Yerimiz yetse kuralsızlığın binlerce örneğini yazabiliriz.

Sözün kısası, yasa ve kural tanımdan yaşayan bir milletiz ve elbette bunun da karşılığı var; can ve mal güvenliği olmayan bir sosyal yaşam, tartışma, kavga ve cinayetler, huzursuz ve mutsuz bir toplum, güven duyulamayan insanlar, hayatı kendimize ve başkalarına zehir etmek, çekilmez hale getirmek, her çeşit suç ve sonuçta kendi ellerimizle yarattığımız bir toplumsal cehennem ve kaos!

Ruhi Köktürk