Karadeniz’in Derdi Bitmiyor…

Bir grup çevreci ve bölge köylüleri, Çamlıhemşin’den güneye doğru (tarihi Zil Kale üzerinden) gidilen yoldan sapılarak yaylara gidilen tarihi yolun başında buluşarak Palovit üzerinden Amlakit Yaylası’na giden yolun restorasyonu için yapılan girişimi protesto etti…

Söz konusu yolun 72’de yapıldığını ve –fiilen yaylacılık bittiği için- ihtiyaç olmaması nedeniyle sadece güçlü debiyle akan yüksek şelaleyi görmeye gitmek isteyenlere patika yol olarak hizmet veren eski ve tarihi yolun genişletilmesine karşı çıkan çevreci grup; Çat Deresi kıyısında buluşarak bir basın açıklaması düzenledi ve küresel kapitalizmin her zerrecikten yağ çıkarma sevdasına engel olacaklarını belirtti.

Grup adına açıklama yapan Doğa Karadeniz Dergisi Yayın Yönetmeni ve aktivist Uğur Can Biryol özetle şunları söyledi: “Önce Fırtına Deresine HES yapmaya kalkıştılar… Yıllarca davalarımız sürdü ve engel olduk. Sözde Rizeli Mesut Yılmaz’ın başbakanlığındaki bu işi ters yüz etmiştik… Doğa kazandı… Şimdi gene bir yol bulup saldırmaya çalışıyorlar… Şimdi gene ve sözde Rizeli olan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın sermaye yanlısı kararlarıyla Karadeniz’e ve değerlerine saldırılıyor… Ne vadilerimize yapılmak istenen HES’ler, ne de rant odaklı yol yapım kararları gerçekleşemeyecek. Hem yöre halkının çocukları olarak hem de çevre duyarlığı yüksek yurttaşlar olarak bu ve benzeri rant yollarına engel olmak için öncelikle hukuk mücadelesi yapacağız… Bu vesileyle bütün halkımızı bizi desteklemeye çağırıyoruz” dedi…

Protestoya katılan Karadeniz Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Adnan Genç de, “Fırtına’da yapılmak istenen HES inşasına nasıl karşı çıkıp kazandıysak, buna da karşıyız ve engel olmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi.

Basın açıklamasına Gola Kültür Derneği, WWF (Dünya Doğayı Koruma Vakfı), TEMA Rize Şubesi, Bukla Seyahat, Derelerin Kardeşliği Platformu üyeleri katıldı. Katılımcılar basın açıklaması sonrası sanatçı Birol Topaloğlu’nun tulumuyla horona durdu…
 

Girişimi desteklemek için Palovit Vadisi Duyarlılık Platformu’nun http://palovit.pandul.org/ adresine girilebilir.

 Kutu… kutu… kutu…

PALOVİT VADİSİNE DOKUNMA!

Kaçkar Dağları ekosistemi içinde çok önemli bir yere sahip yaylalara gelişigüzel açılan yol çalışmaları, mahkeme kararlarına rağmen devam ediyor. Geçtiğimiz yıl Pokut ve Hazindağ yaylaları arasında yapılmak istenen yola dava açılıp, Trabzon Bölge İdare Mahkemesi “yürütmeyi durdurma” kararı vermesine rağmen, yola devam edilmişti. Bu yolla ilgili tartışmalar sürerken önümüzdeki yıl da aynı yolun, bu kez Doğu Karadeniz’in 100 yıllık kesme taş evleriyle ünlü en yüksek yaylası Samistal’a ve oradan da Kaçkarlar’a kuzeyden çıkış noktası Yukarı Kavrun yaylasına devam ettirilmek istendiğini ve bunun da programa alındığını öğrendik. Şimdi de Amlakit yaylasına kısa sürede ulaşmak adına Palovit Vadisi ‘ne dozerler girmiş bulunuyor.

Başka Fırtına Yok! Dünya koruyor biz kesiyoruz.

Fırtına Vadisi, Fırtına Deresi’nin, Karadeniz kıyı çizgisinden başlayıp iç kısımlara doğru birden çok kola ayrılarak (Durak, Hemşin, Hala, Palovit, Elevit ve Tunca dereleri) Kaçkar Dağları’nın kuzey yamaçlarına kadar uzanmasıyla oluşuyor. Bölgede, alüviyal akarsu ormanları (kızılağaç), geniş yapraklı ılıman ormanlar (doğu kayını), iğne yapraklı doğu ladini ormanları, yapraklı ve karışık ormanlar, geniş alpin çayırlıklar ve kayalık habitatlar, nadir şimşir ormanları gibi Doğu Karadeniz’e özgü bütün habitatları burada bulmak mümkün. Bu değerlerinden ötürü, Fırtına Vadisi ormanları, dünyada korumada öncelikli yüz alandan biri. Ayrıca bölge doğal sit alanı yani dokunulmaz, yapılaşma olamaz, inşaat yapılamaz, yol yapılamaz. Diğer ülkeler doğal alanlarını artırarak ve ekolojik politikalar üreterek sorumluluklarını yerine getirmeye çalışırken her nedense ülkemizde yeşili “yok etmek” için özel bir çaba sarf edilmesine anlam veremiyoruz.

Deniz alası için, boz ayı için, yaşlı dev ağaçlar için

Fırtına vadisi öyle bir biyolojik çeşitliliğe sahip ki Kaçkar Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki, 136 kuş, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116 endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Fırtına, Hemşin ve Çağlayan dereleri, her yıl Karadeniz’den iç kısımlara göç ederek yumurtadan çıktıkları yere kadar yüzüp burada yumurtlayan dünyadaki tek denizalalarının da yuvası. Fırtına ve Palovit vadileri, içerdikleri doğal yaşlı ormanlarla, hem bölgenin, hem de ülkenin en bozulmamış birkaç orman ekosistemi arasında değerlendiriliyor. Palovit Vadisi kendine özgü endemik bitki çeşitliliğinin yanı sıra barındırdığı hayvan türleriyle de doğa koruma açısından büyük önem taşıyor. Türkiye’de en yoğun bozayı popülasyonun bulunduğu bölgelerden biri olan alanda, yaban domuzu, çengel boynuzlu dağ keçisi, yaban keçisi, kurt, tilki, çakal, yaban kedisi, vaşak, karaca ve porsuklar yaşıyor.

İş işten geçmeden! Vadi bütünüyle korunmalı

Tüm bölge aslında birçok kanunla korunuyor; Bern sözleşmesine taraf olan Türkiye bölgeyi koruma altına alacağını çok önceden taahhüt etmiş durumda. Ayrıca Türkiye yine imzaladığı AB katılım çerçevesinde; “Avrupa’nın yaban hayatı ve doğal yaşama ortamlarının korunması” sözleşmesi ile endemik ve doğal yaşamı korumakla yükümlü. Kendi kanunlarımızla doğal kültür turizm ve arlıkları açısından bölge birinci derece doğal sit alanı ilan edilmiş durumda.

Tüm bunlara rağmen hangi kanuna dayanarak ve hangi inisiyatifle bilinmez; halen ısrarla kepçeler bu doğal vadiyi mahvetmek için çalışıyor. Açılan davalara rağmen doğa rant uğruna kurban ediliyor. İmzalanan anlaşmaları görmezden gelen, uluslararası sözleşmelere yokmuş gibi davrananlar, ihale alamayan yandaş müteahhitlere doğayı peşkeş çekenler, şark kurnazlığı ile aradan sıvışıp yol alacaklarını zannediyorlar.

Türkiye’nin yağmur ormanlarını kestirme!

Fırtına Vadisi başta hidroelektrik santraller olmak üzere, yol inşaatları, turizm ve çarpık yapılaşma, taş ocaklarının tehdidi altında. Bir de bunlara yaylaların birbirine bağlanması projeleri eklenince kirlenme kaçınılmaz oluyor. Fırtına Vadisi boyunca yer alan şimşir ormanları, dev yaşlı ormanlar yasa dışı kesimler nedeniyle azalıyor. Türkiye’nin yağmur ormanları planlı olarak yok ediliyor.

Bu nedenlerle hem yol isteyen yöre sakinlerinin hem de yaylaları birbirine bağlayıp jeep-safari turizmi yapmak isteyenlerin ve ilgili devlet yetkililerinin yapacakları bu katliamı görmeleri gerekiyor. İş işten geçmeden!

Biz aşağıda imzası olanlar yapılan bu katliam için sesimizi duyurmak, bugüne kadar tüm projelere kayıtsız kalan politikaları protesto etmek ve “Palovit vadisine dokunma” demek için kamuoyunu göreve çağırıyoruz.

DESTEKLEYENLER:

Yeşiller Partisi, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) Türkiye, Derelerin Kardeşliği Platformu, TEMA Vakfı Rize Temsilciliği, Gola Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği, Murat Selçuk- Yeşiller Partisi üyesi, Tanıl Bora-Yayıncı-Yazar, Özcan Alper-Yönetmen, Sedat Bozkurt- FOX TV Ankara Temsilcisi, MARSİS, Alpay Oğuş-Bilgiişlemci, Ayça Oğuş-Bilgiişlemci, Akif Kurtuluş, Avukat, Coşkun Üsterci-Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Üyesi, Adnan Genç-Gazeteci-Yazar, Bülent Saraloğlu- Bukla Seyahat Acentesi, S.Refika Kadıoğlu-Turizmci, Uğur Biryol-Gazeteci-Yazar, Özlem Erol-Tekstil Tasarımcısı, Paluri Arzu Kal-Avukat, Osman Temizel-Fotoğraf Sanatçısı, Selçuk Parlak- Çevre Mühendisi, Özhan Öztürk-Diş Hekimi, Sevgi Ünal-Gezgin-Yazar, İsmail Şahinbaş-Sırtçantam Dergisi Yayın Yönetmeni, Selçuk Güney-Turizmci, Fatih Yaşar-Müzisyen, Tan Morgül-Yazar, Ömer Asan-Yayıncı-Yazar, Günsel Yıldırım-Fotoğraf Sanatçısı, Cevdet Oğuz-Turizmci-Tamzara Seyahat Acentesi, Ali Kemal Bergel-TEMA Çamlıhemşin Gönüllüsü, Nevzat Özer-TEMA Vakfı Rize Temsilcisi, Hilmi Maktav-Akademisyen, Esra Danacıoğlu-Akademisyen, Zeynep Zarakol-Mimar, Yonca Tarı, Işık Alaeddinoğlu, Vildan Macmillan, Ekrem Bat, Prof. Dr. Yücel Tanyeri, Tülin Çetin-Mimari Tasarım, Arzu Dural, Prof. Dr. Ramazan Aşçı, Feride Dağ(Gola Kültür, Sanat ve Ekoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi), Şükran İrençin- Doktor- İstanbul, Esra Koç- Ziraat Mühendisi- İstanbul. (EZÖ)