Kalbimize Düşen Çığ!

Televizyonları açmak, gazeteleri okumak, internet sitelerini takip etmek artık cesaret ister oldu. Dünyanın her yanından felaket haberleri yağıyor. Depremler, seller ve Trabzon’da kalbimize düşen çığ haberi gibi.

Yılardır dağları gezen, gezdiren biri olarak, çığ ile sadece bir kez karşı karşıya geldim. Yıllar evvel, tahminen mart ayının başlarında bir gün Kaçkarlar da, Elevit Yaylası’na yürüyüş yaparken çığ düşmesine şahit oldum. Çat’taki pansiyonun önünde aracımı bıraktıktan sonra, yol boyu karda ilerlerken, o güne kadar yaşamımda gördüğüm en korkunç gürültü ile karşılaştım. Sanki bir dağ kopmuş üzerime gelir gibi olmuştu.

Bulunduğum yere yirmi dakikalık bir yürüyüş mesafesinde bulunan yol üzerine düşen çığdan, şans eseri yara almadan kurtuldum. Aynı yılın yaz aylarında yine bir Elevit ziyaretimde çiğ düşen alanı görünce nasıl bir tehlike atlatmış olduğumu anladım. İnanılmazdı.

Anadolu, dağlık bir coğrafyadır. Dağ olan, yamaç olan her yerde çığ tehlikesi vardır. Deprem, sel gibi, çığ tehlikesinin varlığını da pek çoğumuz biliriz.

Çığlar pek çok etkenin bir araya gelmesi ile oluşur. Çığ tehlikesinin varlığını bilebilmek için, meteorolojik veriler, kar tabakasının son durumu, arazi yapısı ve coğrafyadaki değişimleri iyi analiz etmek gerekir. Yani çığın ne zaman düşeceğini kestirmek güçtür. Ancak son yaşadığımız bizi kalbimizden vuran olayda, deneyim eksikliğinin yanında bazı ihmallerinde bulunduğunu görüyorum. Tüm burada yazdıklarıma, 20 yıllık dağcılık deneyimlerim neticesinde ulaştığım bilgi birikimlerimle sahibim.

Çığ düştüğü günden itibaren, gazeteler ve internetteki haber sitelerini takip edip, bir takım sonuçlara ulaştım. Erciyes Dağı’na kalabalık guruplarla kış çıkışlarımızda dağınık olarak dik olarak yürürüz. Bunun sebebi, bulunduğumuz alanda kar yüzeyini hep birlikte eşeleyip, daha yukarıda birbirine basınç yaparak sabitlenen kar kütlelerine hareket şansı vermemek içindir. Eğer bulunduğumuz bölgedeki kar kütlesini bıçak gibi yararsak, yarılmış bölge kar kütlesinin basıncı sebebiyle kesilen yerden hareket imkânı bulur. Tonlarca kar bir anda aynı yöne doğru hareket edince artık onu hiçbir güç durduramaz.

Trabzon’da meydana gelen çığ düşmesi olayında, anladığım kadarıyla çığa sebep olan en temel etken yoldur. Yani yaylaya giden araba yolu. Bu yolu yapmak için açılan alan, yukarıda anlattığım gibi kar kütlelerine bir hareket şansı tanımıştır. En küçük bir ses, titreşim veya başka etkenlerle bu kütle harekete geçmiştir. Küresel ısınma sebebi ile zaten kışlar sıcak geçmektedir. Bu araç yolunun kestiği kar kütlesi küçük bir titreşim beklemekteydi zaten. Yani ‘Tabaka Kar Çığ’ı diye tabir edilen çığ türüne giren bir olay meydana gelmiştir.

Peki, nedir ‘tabaka kar çığ’ı?

Değişik zamanlarda kar yağışları, bağımsız kar tabakaları oluşturur. Bu tabakaların bir birbirlerine bağ kurmalarını açılan araç yolu engellemiştir. Bu bağımsız tabakalar sıcaklık, rüzgâr, nem ve diğer tabakaların ağırlığından etkilenerek harekete geçer. Zigana Dağı’nda olan olay anladığım kadarıyla budur.

Şu an Kaçkar Dağları için birçok yol projesi yapılıyor. Dağlar, ‘yol medeniyettir’ mantığı ile talan ediliyor. Açılan araç yolları; heyelan, çığ ve sel gibi felaketlere yol açıyor. Çığ bir doğa olayıdır ve doğal süreç içerisinde yaşanır. Ancak insan eliyle bilinçsizce yarılan dağlar, kesilen karlar kütleleri, maalesef sel, heyelan ve çığ gibi ekstra sonuçlar doğuruyor.

Yaşamını kaybeden doğa dostlarının yakınlarına sabır diliyorum…