İyi Bir Tabiat Kanunu İçin Milletvekillerine Mektup Gönderelim

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, yeni yasama yılında görüşülecek Tabiat Kanunu için Eylül ve Ekim ayı boyunca milletvekillerine mektup gönderecek.

5 Haziran 2012’de TBMM Çevre Komisyonu’ndan geçen Tabiat Kanunu, TBMM’nin tatile girmesi nedeniyle Genel Kurul’da henüz görüşülmedi. Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, Temmuz – Ağustos aylarında Avrupa Birliği’nin yetkili mercilerine bu tasarıdan duyduğu endişeleri dile getiren mektubu iletmiş, bireysel olarak da bu mektupların gönderilmesi istenmişti. Mektup gönderen kişilere Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü’nde Politika Sorumlusu olarak görev yapan Octavian Stamate’den kısa bir cevap geldi. Özetle, Komisyon olarak bu Tasarı’dan haberdar olduklarını; 2010 – 2011 yılı İlerleme Raporları’nda bu Tasarı’dan duydukları endişeyi açıkça dile getirdiklerini, Türk makamları ile Mayıs 2011’de Brüksel’de teknik bir toplantı yaptıklarını ve ilerleyen süreçte Tasarı’nın AB mevzuatı ile tam uyumlu hale gelmesi konusunda çeşitli öneriler sunduklarını belirtiyor.

Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’ndan yeni Tasarı’nın resmi çevirisini istediklerini de ifade ediyor. Ayrıca, Komisyon’un her zaman aday ülkeleri sivil toplumun çevre politikalarının oluşturulması ve uygulanmasında aktif katılımı yönünde teşvik ettiklerini de belirtiyor.

Sonuç olarak, Tasarı’nın geri çekilmesi yönünde AB kanadının somut bir adım atacağı veya nasıl bir yol izleyeceği konusunda net bir geri dönüş olmadığını söyleyebilir. Tabiat Kanunu İzleme Girişimi Sekretaryası AB kanadından atılacak adımları takip etmeye devam ediyor.

Bundan sonraki süreçte olabildiğince kamuoyu yaratmak ve özellikle milletvekilleri üzerinde Tasarı konusunda baskı oluşturmak gerekiyor. Bu nedenle Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, 1 Ekim itibariyle TBMM yeni yasama dönemine başlayacak ve bu çerçevede Eylül ve Ekim ayı boyunca milletvekillerine hitaben hazırlanan mektupları göndermeyi planladı. Aşağıda bu mektubu bulabilirsiniz.

Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, bu mektupları gerek bireysel olarak gerekse üyesi oldukları kurumlar adına birkaç kez (örneğin Ekim ortasına kadar her hafta bir kez olmak üzere) bu mektubu göndermelerini istiyor. Girişim bunun için milletvekillerinin e-posta adreslerini önümüzdeki hafta başında paylaşacak.

AB makamlarının gelen her e-postaya / mektuba cevap vermesi zorunluluğu var. Tabiat Kanunu İzleme Girişimi 76 STK’dan oluşuyor. Girişim, Tasarı konusunda kamuoyu yaratmayı, baskı oluşturmayı amaçladığından bireysel ve kurumsal olarak tüm STK’ların ve üyelerinin üzerine düşeni yerine getirmesi büyük önem taşıyor.

Sayın Milletvekili,

Bu mektubu Türkiye’de yaşayan ve yaşadığı coğrafyayı seven, sahip çıkan bir yurttaş ve seçmen olarak size yazıyorum. Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 17 Mayıs 2012 tarihinde Parlamento’ya sevk edilen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı ile ilgili endişelerimi paylaşmak istiyorum.

Bugün ülkemizin eşsiz doğal alanları ve biyolojik çeşitliliği hiç olmadığı kadar tehditle karşı karşıya. Plansızca gerçekleştirilen enerji, madencilik, turizm, sanayi yatırımları yüzünden Anadolu’nun dört bir tarafında yaşam alanlarımız yok oluyor. Ülke yüzölçümünün yalnızca % 5ini oluşturan korunan alanlarımız dahi ‘kalkınma / ekonomik fayda’ gerekçesiyle yatırımlara açılıyor. Bugün geldiğimiz noktada maalesef bütün bu sorunlara kalıcı çözümler üretilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması için ihtiyaç duyulan güçlü bir kurumsal yapılanma ve bu yapıyı destekleyecek bütüncül politikalar ve yasal araçlardan yoksun durumdayız. 2011 ve 2012 yıllarında çevre ve doğa koruma konusundaki yetkili Bakanlıklarda gerçekleştirilen bir dizi yeniden yapılanma ve yasal düzenlemeler nedeniyle ülkemizde doğanın korunması konusunda geçmişte şikâyet ettiğimiz çok başlılık, kurumlar arası koordinasyon ve iletişim eksikliği, karar süreçlerine halkın ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı konularda daha da geriye gittiğimizi düşünüyorum.

Yukarıda dile getirdiğim ve ülkemizde doğa koruma konusundaki mevcut olumsuz tabloya son olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve şuan TBMM gündeminde olan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı eklenmiş durumda. Gerek hazırlık süreci, gerekse getirdiği düzenlemeler itibariyle son derece endişe duyduğum bu Tasarı’nın mevcut haliyle yasalaşması durumda ülkemizdeki doğal yaşam alanlarının ve biyolojik çeşitliliğin kaybedileceğini düşünüyorum. ‘Koruma’ misyonundan uzak, adeta doğa koruma alanlarını kullanıma açmanın yollarını tanımlamak için hazırlanmış bu Tasarı’nın ülkemizin doğasını çok kısa bir süre içerisinde geri dönüşü olmayacak şekilde yok edeceğine inanıyorum. Bu alanda uzun yıllardır örnek çalışmalar yürüten birçok sivil toplum kuruluşunun da bu Tasarı’ya karşı çıktığını biliyor ve bu çabalarını yürekten destekliyorum.

Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunda ilerlediği bu dönemde böyle bir Tasarı’nın ‘AB’ye uyum’ adı altında ve katılımcı bir süreçte hazırlandığı şeklinde yapılan açıklamaları üzüntüyle takip ediyorum. AB’nin doğanın korunması konusundaki politika ve yasal düzenlemelerinin hiçbirisinin korunan alanları enerji, turizm, madencilik yatırımlarına açmaya izin vermediğini biliyorum. Bu anlamda, söz konusu Tasarı’nın AB mevzuatıyla uyumlu olduğu söylemine kesinlikle inanmıyorum.

Ülkesini seven, gelecek nesiller için yaşanabilir bir Türkiye bırakılmasını arzu eden bir yurttaş ve seçmen olarak, siz değerli Milletvekilimizden söz konusu Tasarı’nın TBMM’den geri çekilmesi ve katılımcı bir süreçte yeniden hazırlanması konusunda ilgili makamlara görüş vermenizi talep ediyorum. Bu Tasarı’nın durdurulmasına yönelik bugün atacağınız adımların, ülkemizin geleceği için yapılmış en değerli yatırım olarak tarihe geçeceğine inanıyorum.

Saygılarımızla