İklim Müzakereleri ve Liderlerin Cesaretsiz Tutumu

WWF Küresel İklim Girişimi Lideri Kim Carstensen “Dünya, Kopenhag’dan sonuç çıkmasını bekliyor. Perde arkasında dönen oyunlar ve diplomatik manevralar, gelişmiş ülkelerin emisyonlarını azaltma ve düşük karbon ekonomisine geçişi finanse etmeleri yönündeki beklentileri azaltma çabasının yansımasıdır.” dedi. Carstensen; “Dünyanın liderliğe ihtiyacı olduğu çok açık. Durum böyleyken siyasi liderler bir an önce çeşitli bahaneler öne sürüp bu işteki sorumluluklarından kurtulmaya bakıyorlar.” dedi.

WWF giderek büyüyen diplomatik fısıltı propogandasını izliyor. Gelişmeler ise Kopenhag’da yasal bağlayacılığı olan bir anlaşmanın oluşmasını engelleyen başka planların olduğu yönünde. WWF ise, yasal bağlayıcılığı olan bir anlaşmanın dünyaya iklim felaketini önleme şansı veren tek seçenek olduğunu söylüyor.
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Filiz Demirayak “Önümüzde yalnızca iki seçenek var. Üçüncü bir ara yol yok. Birinci seçenek başarıya, ikinci seçenek ise başarısızlığa giden yolu temsil ediyor. Küresel mutabakata varmak için gerekli olan tüm malzemeler masada hazır duruyor. Eksik olan tek malzeme siyasi irade,” dedi. Filiz Demirayak ayrıca, “İklim; hükümetlerin politika ve diplomasi manevralarını bekleyemez. Liderler şu anda önemli kararlar almaktan kaçınmamalı. Aksi takdirde, daha da çetin kararlar almak zorunda kalacaklar. Gelişmekte olan ülkelerin önemli bir bölümü, düşük karbon ekonomisine geçiş sinyali veriyorlar ve daha da ileriye gitmeye hazır olduklarını belirtiyorlar. Ancak, gelişmekte olan ülkelerin, sanayileşmiş ülkelerin verdikleri sözleri tutacağına dair yasal kesinliğe ve güvenceye ihtiyaçları bulunuyor”, dedi.
 
Carstensen; “İş dünyası da ileriye gitmeye hazır. Bununla birlikte küresel iklim anlaşmasının yasal bağlayıcılığının getireceği kesinlik iş dünyasının da en önemli ihtiyacı. Yatırımcılar ve piyasalar düşük karbon ekonomisine geçişi başlatmak için güvence arayışı içinde,” dedi.

WWF-Türkiye, Kopenhag’da oluşturulacak olan ve iklim kirleticisi sanayileşmiş ülkelerin yasal bağlayıcılığa tabi olacağı yeni protokolde mutbakata varılması için Kyoto Protokolü’nün hatırda tutulması gerektiğini belirtiyor. Küresel iklim anlaşması gelişmiş ülkelerin emisyon salınım hedeflerini kapsamalı, gelişmekte olan ülkelerin geçiş sürecini tanıyarak destek vermeli. Özellikle uyum süreci için gerekli olan iklim finansını taahhüt etmeli ve Birleşmiş Milletler’in idaresindeki yeni kurumsal yapı ve yönetimi düzenlemelidir.