İklim Değişikliği 2014: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık Raporu

iklim agi

İklim Ağı, IPCC’nin başyazarlarından Greenwich Üniversitesi’nden Prof. Dr. John Morton ve Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden Doç. Dr. Barış Karapınar ile birlikte, Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıda raporu değerlendirdi: İklim değişikliği insanlar ve ekosistemler için büyük risk oluşturuyor. Bu riskleri yönetmek için, acilen değişen iklim sistemlerine uyumlu politikaların oluşturulması gerekiyor!

Türkiye de dâhil olmak üzere IPCC’ye üye bütün ülkelerin üzerinde anlaştığı rapor, net bir gerçekliğin altını çiziyor: İklim sisteminde yaşanan değişikliler insan ürünü! Bu, tarımdan gıda fiyatlarına, insan sağlığı ve altyapı sistemlerine kadar her alanı etkiliyor. Bir an önce önlem alınması gerekiyor. Yakın zamanda alınacak önlemler çok daha etkili ve az maliyetli olacak. Ne kadar geç kalınırsa, maliyetler o kadar yükselecek.

İklim Değişikliği 2014: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık Raporu, küresel iklim değişikliğinin çeşitli sektör ve alanlara etkilerini, iklim değişikliğine uyum politikalarını ve ülkelerin iklim değişikliğine kırılganlıklarını ele alıyor. IPCC Raporu, iklim değişikliğinin yalnızca gıda üretiminde düşüş, su ve gıda kıtlığı, yükselen deniz seviyeleri ve insan sağlığına etkilerinden söz etmiyor; aynı zamanda küresel olarak tüm ülkelerin bu etkilere karşı ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koyuyor. Rapor, iklim değişikliğinin küresel ve ulusal güvenlik politikaları için büyük önem teşkil ettiği yönünde uyarılar içeriyor.

İklim Ağı ve Boğaziçi Üniversitesi tarafından düzenlenen toplantıda konuşan IPCC 5. Değerlendirme Raporu’nun başyazarlarından Prof. Dr. John Morton raporla ilgili şunları söyledi: “İklim değişikliği ürün verimlerini, gıda güvenliğini ve kırsal geçim kaynaklarını küresel ve yerel ölçeklerde tehdit ediyor. Bu riskleri yönetmek için bir an önce hem iklim değişikliğine uyum üzerine çalışmamız hem de iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarını azaltmamız gerekiyor.”

Raporun başyazarlarından Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Barış Karapınar da rapordaki bulguları değerlendirdi. Doç. Dr. Barış Karapınar; “70 ülkeden yaklaşık 300 bilim insanının binlerce bilimsel çalışmayı değerlendirerek hazırladığı bu rapor, iklim değişikliğinin etkisiyle su kıtlıklarının ve kuraklıkların artacağını, tarımsal verimliliklerin düşeceğini, gıda fiyatlarında dünya genelinde %85’e varan artış gerçekleşebileceğini öngörüyor. Bu olumsuzluklardan en fazla etkilenecek toplumsal grupların başında yoksullar, siyasal, sosyal ve ekonomik olarak dışlanmış sosyal katmanlar, kadınlar ve çocuklar geliyor. İklim değişikliğinin 21. yüzyılın en büyük sosyal adaletsizlik kaynaklarından biri olması bekleniyor. Hükümetlerin bu raporda ortaya konan politika önerilerini dikkatle değerlendirip uygulamaya koymaları gerekir” diye konuştu.

harita

Dolayısıyla, artık hükümetler ve karar vericilerin bu tehdidi göz ardı etmeleri için hiçbir geçerli mazeretlerinin kalmadığı görüşündeyiz. Eğer derhal harekete geçersek gidişatı yavaşlatmamız, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden kendimizi korumamız mümkün olacaktır.

İklim Ağı adına konuşma yapan ve iklim değişikliğine uyumun yanı sıra iklim değişikliği ile mücadele etmemiz gerektiğini de vurgulayan Deniz Ataç: “İklim değişikliğinin etkilerini azaltmanın tek yolu, iklim değişikliğine uyum sağlamaktan geçmiyor. İklim değişikliğinin nedenlerini ortadan kaldırmadan ve iklim değişikliği ile mücadele etmeden, uyum politikaları etkisiz kalabilir. Bir taraftan kısa dönemde iklim değişikliğine uyum sağlama politikalarımızı oluştururken; diğer taraftan da iklim değişikliği ile mücadele politikalarımızı geliştirmemiz gerekiyor” dedi.

IPCC süreçlerinde yer alan Türkiye, küresel iklim değişikliği ve getirdiği riskler ile iklim değişikliğiyle mücadelenin önemi ve ivediliğini kabul etmiş oluyor. IPCC raporu, tüm ülkeler ile birlikte Türkiye’nin de iklim biliminin gösterdiği doğrultuda harekete geçmesi için bir uyarı niteliği taşıyor. İklim Ağı, bugün gelinen noktada Türkiye’nin sera gazı azaltım hedefi belirlemesinin yaşamsal bir zorunluluk olduğunun bir kez daha altını çiziyor. Küresel çözümün parçası olmak için iklim değişikliğine uyum politikalarının geliştirilmesi, ülkemizin başta kömür olmak üzere fosil yakıta dayalı enerji vizyonunun ciddiyetle gözden geçirilmesi, enerji verimliliği ve yenilebilir enerji politikalarının etkin bir biçimde uygulanması gerektiğini vurguluyor.

www.iklimdegisikligi.org