Güzel Havalar

Güzel Havalar

Beni bu güzel havalar mahvetti,

Böyle havada istifa ettim

Evkaftaki memuriyetimden.

Tütüne böyle havada alıştım,

Böyle havada aşık oldum;

Eve ekmekle tuz götürmeyi

Böyle havalarda unuttum;

Şiir yazma hastalığım

Hep böyle havalarda nüksetti;

Beni bu güzel havalar mahvetti

Orhan VELİ

 

Ağaçların dallarından çoktan can suyu yürüdü, börtü böcek canlandı. Karatavuklar sabahın alacakaranlığında en güzel aşk şarkılarını söylerken, serçelerde yeşil dallar arasında şehvetle dans etmeye başladılar. Büyük ozan Orhan Veli’yi mahveden bu güzel havalar Akdeniz’i ve Antalya’yı iyiden iyiye etkisi altına aldı bugünlerde. Bahar kokularının limon kokularına karıştığı gün batımlarında; baygın bakışlı kızların saçlarını okşayıp giden çapkın Akdeniz melteminin aşıkları oradan oraya savurduğu günler işte bugünlerdir.

Sevgili dostlarım inanın bana, amacım hiç kimseyi tahrik etmek değildir. Ama gene de içim rahat etmedi. Sizleri kanatlandırıp ebabil kuşları (dağ kırlangıcı) gibi uçmak geldi içimden. Bahar kokularının hayal gücümüzü zorladığı bir masal ülkesinin tüm güzelliklerini paylaşmak istedim sizlerle.

Gideceğimiz yer Antalya’nın yaklaşık 120 km güneybatısında bulunan Gelidonya Feneri’dir. Gelidonya ismi Yunancadan gelmekte olup, ‘kırlangıç’ demektir. Göç sırasında Gelidonya Burnu’nda konaklayan kırlangıçlardan almıştır ismini.

Haydi, şimdi hep birlikte bu güzel yere hareket edelim. Antalya’nın batısına, Kumluca yönüne doğru gidilerek, Adrasan sapağından sapılır. Antalya – Adrasan arası asfalt olup 70 km’dir. Adrasan Koyu’nun batısında işaretlenmiş olan yol takip edilerek Gelidonya Burnu’nda bulunan fenere ulaşılır. Bu parkur oldukça zor olup, yaklaşık 7 – 8 saat sürer. Yaz aylarında su bulmak mümkün olmadığından yeterli miktarda su ve yiyecek almadan yürüyüşe başlanmamalıdır.

Başka bir alternatif de, Mavikent Beldesi’nin Karaöz Mahallesi’nden gitmektir. Asfalt yoldan Mavikent’e gidilir, oradan Karaöz’e geçilerek Gelidonya’ya devam edilir. Bu yol biraz daha uzun olmakla beraber daha düzgündür. Hangi parkurdan gidilirse gidilsin rehbersiz yola çıkılmamalıdır.

Karaöz üzerinden gidildiğinde antik Menalippe kenti daha rahat gezilebilir. Karaöz’den güney yönünde orman yolu takip edilerek Menalippe Kenti’nin bulunduğu Korsan Koyu sapağına, oradan da koya ulaşılır. Burada bir öneride bulunmak gerekirse, ben derim ki; önce koya sapmadan orman yolu takip edilerek fenere giden patikanın başlangıç noktasına ulaşılmalıdır. Bu noktadan patika takip edilerek 30 dakikada fenere ulaşılır. Öncelikle fener gezilerek geriye, Korsan Koyu’na dönülmelidir. Çünkü burada pırıl pırıl sularda yüzebilir, İÖ 500 yıllarında kurulmuş olan Menalippe kentini rahatça gezebilirsiniz. Yunancada ‘siyah at’ anlamına gelen Menalippe hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler Olympos Çıralı – Adrasan Gezi Rehberi Mustafa Adak – Celal Güzelyürek kitabından faydalanabilirler.

Bu parkurda yürüyüşün tamamı kızılçam ormanı ve zeytinlikler içinde olağanüstü manzaralar eşliğinde devam eder.

 

Deli Eder İnsanı

Deli eder insanı bu dünya;

Bu gece, bu yıldızlar, bu koku,

Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç.

                                              Orhan VELİ

 

Fenere ulaştığınız zaman denizin beş adalarla (Gelidonya Adaları) birlikte oluşturduğu alabildiğine gizemli ve vahşi güzellikler karşısında ürpermemek mümkün değildir. Tarifi zor duyguların yaşandığı bu noktada zamanın durduğunu hissedersiniz. Belki de burası adı henüz konmamış bir masal ülkesidir. İddia ediyorum ki; Gelidonya Feneri Türkiye’nin en etkileyici ve en güzel manzaralı feneridir.

Antik çağdan bu yana bütün denizcilerin korkulu rüyası olmuş olan Gelidonya Burnu’nun etkileyici manzarasından kurtulup çevrenize baktığınızda, bin bir çiçeğin, şalba çaylarının ve de ağaçların bahar kokularına karışmış aşk kokularını içinize çeker yaşama sıkıca sarılırsınız. Bugünlerde henüz açmakta olan zeytin ve asma çiçeklerini koklamadan sakın geçmeyin. Birçok kişinin farkına bile varmadığı dünya güzeli pastel kokular duyacak ve bugüne kadar bunların farkına varmadığınız için hayıflanacaksınız.

“Duygular, gözle görünmez kokulardan başka bir şey değildir” der İtalyan yazar Susan Tamaro, ‘Yüreğinin Götürdüğü Yere Git’ adlı romanında. İnanıyorum ki, Gelidonya gezisi yaşamınızda, yakınlarınıza ve sevdiklerinize anlatmaktan keyif aldığınız bir gezi olacaktır. Ayrıca şüphe yok ki, bahar kokularının aşk kokularıyla sarmaş dolaş olduğu anılar denizinde de yerini alacaktır. Yeter ki yüreğinizin götürdüğü yere gidin…

Sırtçantam 5. sayı, Mayıs 2005