Gölcük, Uzungöl Olmasın!

2010 yılıydı yani bundan tam 7 yıl önce. Bolu’da bir vali vardı, Halil İbrahim Akpınar. Bolu İl Özel İdaresi, Vali, Orman Bakanlığı el ele verdiler ve Abant Gölü Tabiat Parkı’nı Bolu İl Özel İdaresi’ne devrettiler. Sonra da Abant Gölü’nde dayanılmaz bir kıyım başladı…

İş bilmezler, estetikten zerre kadar nasibini almamışlar işe koyulmuşlardı. Önce gölün suyunun boşalmasını kontrol altına almak için beton bir set yapıldı ve göl iki metre yükseltildi. Kıyı kenar çizgisi, sazlıklar, endemik Abant nilüferleri, mor renkli Abant çiğdemleri, Abant su samurlarının ve kakırcaların yuvaları sular altında kaldı. Mütevazı ve geçmiş dönemlerin hatıralarıyla dolu yol da yükselen sudan nasibini aldı, yer yer kayboldu.

Bin kadar çam ağacı da suların içinde kalmıştı. 800’e yakını kuruyup yok oldu ama yıkım yetmemişti ve yeni yol gerekiyordu. Ağır iş makinelerini, dozerleri, hafriyat kamyonlarını tabiat parkına soktular. Yarmalar açılıyor, eşsiz ve sakin Abant yamaçları göle yıkılıyor, sözde yeni bir yol yapılıyordu. 800 küsur kamyon taş ve toprak Abant Gölü’ne boca edildi.

Bunun için Abant yamaçlarındaki bir tepe neredeyse haritadan silindi. Hangi akla hizmetse göl dolduruluyor, kıyıda mendirek benzeri beton yollar, platformlar oluşturuluyordu. Abant Gölü tanınmaz bir hale gelmişti ve Türkiye ayağa kalktı!

Büyük bir çevre ve hukuk mücadelesi verildi, adeta çırpınıldı. Türkiye’nin 81 vilayetinden tepki yağıyor, milyonlarca insan Abant Gölü Tabiat Parkı’na sahip çıkıyordu. Dava süreçleri, imza kampanyaları yaşandı. Adapazarı İdare Mahkemesi’nde açılan bir dava ile Abant Gölü’nün Orman Bakanlığı’ndan alıp, Bolu İl Özel İdaresi’ne veren karar iptal edildi.

Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar görevinden alındı ve Bilecik’e gönderildi. Yerine çevre dostu bir vali getirildi. Sonra da Abant Gölü’nü eski haline döndürme çalışmasına başlandı. Gölün suyunu boşaltmak için beton set yıkıldı. Yok edilen yamaçlar yeniden dolduruldu, yarmalar kaldırıldı ve masraflı bir çalışma ile eskisi gibi olmasa da en azından göl ve çevresi kurtarılmış oldu…

Peki, aradan 7 yıl geçtikten sonra ben bu yazıyı neden yazdım dersiniz? Cevabı hemen vereyim; “Abant Gölü’ne yapılanların bir benzeri Gölcük Tabiat Parkı’nda yapılmak isteniyor.”

Doğal olarak korunması, günübirlik ve eşsiz doğal ortamdan izleyerek, dokunarak ama bozmadan yararlanılması gereken Gölcük, betona bulanmak üzere!

Göle 25 bungalov, kilometrelerce patika gezinti yolları, otoparklar, otel, idare binaları, kilometrelerce telesiyej ve teleferik geliyor. Bu yapılaşma mutlaka ama mutlaka Gölcük Tabiat Parkı’nın tüm doğal özelliğini ve güzelliğini yok edecektir.

Trabzon Uzungöl’ü yok ettik, şimdi sıra Bolu Gölcük’e geldi. Uzungöl çevresinde yaşayan yerel yerleşimciler Uzungöl’ün çirkinliği karşısında gözyaşı döküyor, Trabzon Valisi, “Uzungöl’ü mahvettik” diyor, Cumhurbaşkanı “hata yaptık” diyor, herkes bu duruma kahır ediyor ama bir benzeri de Bolu Gölcük’te yapılmak isteniyor. Bolulular da Gölcük için çok yakında ağlamak istemiyorsa, Gölcük’e sahip çıkmalı, bu yıkımı mutlaka önlemelidir!

El ele verelim ve hep birlikte; “Gölcük Tabiat Parkı, Uzungöl Olmasın!” diyelim…

LÜTFEN GÖLCÜK’E SAHİP ÇIKIN!

Yeşim Köktürk