GDO’suz Bir Türkiye ve Dünya İçin Direnmeye Devam!

GDO’ya Hayır Platformu 19 Kasım’da İzmir’de yapılan toplantının ardından yaptığı basın açıklamasında GDO’lu ürün ithalatının giderek artacağına dikkat çekti. Bu şekilde geleneksel beslenme alışkanlıklarımız ve tarım kültürümüzün değiştiğinin ve iğdiş edidiğini vurgulayan açıklamada ‘Biz tek tip yaşam alışkanlıklarına karşı toplumsal ve biyolojik çeşitliliği savunmaya devam edeceğiz.

Yerel kültürlerin, çeşitlerin ve doğayla barışık geleneksel tarımsal yöntemlerin geliştirilmesi bizim toplumsal sorumluluğumuzdur. GDO’ya Hayır Platformu bileşeni biz çiftçiler, tüketiciler, biliminsanları ve ekoloji örgütleri GDO’suz bir Türkiye ve dünya için direnmeye devam edeceğimizi bildiririz’ dendi.

2004 yılında GDO tehlikesinin farkına varan 8 demokratik kitle örgütü GDO’ya Hayır Platformu adı altında faaliyet göstermeye başlamıştır. 2004 yılından bu güne seksenden fazla kurumsal üyesiyle çevre, ekoloji, biyoçeşitlilik, insan ve hayvan sağlığını koruma mücadelesini, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarını yılmadan sürdürmektedir. Bu kapsamda ‘Canavar Balon’ ve ‘Gıda Tohum Haktır – GDO’ya Hayır’ isminde iki kampanya, onlarca basın açıklaması, toplantı ve gösteri yapmıştır.

Platform, ‘Tohumculuk Hakkında Kanun’, ‘UPOV Sözleşmesi’ gibi çiftçi ve tüketici haklarını ihlal eden kanun ve sözleşmeler hakkında raporlandırma çalışmaları yapmış, bu konularda kamuoyunun dikkatini tohum ve gıda geleceğimiz üzerine odaklamıştır. Bu bağlamda, bileşeni olan çiftçi örgütleriyle birlikte uluslararası çiftçi ağlarıyla sağladığı eşgüdüm doğrultusunda, toplumun kendi gıdası üzerinde tam egemenliğini sağlaması gerektiğini benimsemiş, doğayla uyumlu ve toplumun sağlığını bozmayan tarımsal sistemlerin önemi üzerinde durmuştur.

Bugün GDO’YA Hayır Platformu, kamuoyunda bilinir, raporlarıyla saygınlığını göstermiş bir demokratik kitle örgütüdür.

2010 yılında GDO karşıtı mücadele ise yeni bir evreye girmiştir. Türkiye’de 2010 yılında Biyogüvenlik Yasası yayınlanmıştır. Bu yasanın ardından, Türkiye’de GDO’lu tohumların kullanımı ve GDO’ya dayalı bitkisel üretimi yasaklanmıştır. Buna karşılık, GDO’lu gıdaların ülkemize girişi ise hızlanmıştır. Özellikle hayvansal yem ihtiyacını karşılamak bahanesiyle bu ithalatlarda son bir yılda önemli bir artış olduğu söylenebilir. Ocak ayında Biyogüvenlik Kurulu 3 GDO’lu hayvan yemine izin vermiştir. Temmuz ayında gündeme gelen 13 GDO’lu yem ise ithalat izni almak için Kurul’un gündeminde beklemektedir. GDO lobileri uzun yıllardır tarımsal sistemlerimizi esir alarak Türkiye’yi GDO’lu tarımsal bir yapı içine sürüklemiştir. Bunun sonucunda Türkiye’nin tam ithalatçı olduğu bir tarımsal sistem doğmuştur. Bu yaşanan dönüşüm ile bugün mücadele etmek sadece GDO karşıtlarının sorumluluğu değildir. Bu süreçte biyolojik çeşitliliğin önemini kavrayan, çocuklarının ve kendilerinin gıda egemenliğini güvence altına almak isteyen halkımızın üzerine sorumluluk düşmektedir.

Şirketlerin, Biyogüvenlik Kurulu üzerinde yarattığı baskı ve yönlendirme ile Türkiye tarımının geleceği ve gıdalarımızla oynamasını şiddetle reddediyoruz. Yasanın kabul edildiği günden bu yana şirketlerin ithal ettiği GDO’lu ürünlerin etiketlenme zorunluluğu olduğu halde bu zorunluluk yerine getirilmemektedir. Ülkeye soktukları GDO’lu ürünlerin hangi alanlarda kullanıldığını denetleme ve takip sorumluluğu bulunan Bakanlık ve şirketler bu sorumluluğu yerine getirmemektedir. Bu sorumsuzluğun hem idari hem de cezai yaptırımları vardır. Bu sorumluluğu yerine getirmeyenler, hem yargı önünde hem de toplumsal vicdanlarımız huzurunda hesap vermek zorunda kalacaktır. Önümüzdeki günlerde GDO’lu ürün ithalatının giderek artacağını öngörmek mümkündür. Bu şekilde geleneksel beslenme alışkanlıklarımız ve tarım kültürümüz değişmekte ve iğdiş edilmektedir. Tüketimde endüstriyel tarzların egemen olduğu gıda sistemleri toplum sağlığını bozduğu gibi tek tip insan ve tek tip bir toplumun doğmasına neden olmaktadır. Biz bu tek tip yaşam alışkanlıklarına karşı toplumsal ve biyolojik çeşitliliği savunmaya devam edeceğiz. Yerel kültürlerin, çeşitlerin ve doğayla barışık geleneksel tarımsal yöntemlerin geliştirilmesi bizim toplumsal sorumluluğumuzdur. GDO’ya Hayır Platformu bileşeni biz çiftçiler, tüketiciler, biliminsanları ve ekoloji örgütleri GDO’suz bir Türkiye ve dünya için direnmeye devam edeceğimizi bildiririz.

GDOHP Bileşenleri (Güncelleme Kasım 2011)

– TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası

– TMMOB Çevre Mühendisleri Odası

– TMMOB Peyzaj Mimarlari Odasi

– TMMOB Mimarlar Odasi

– TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Marmara Bölge Şubesi

– TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi

– TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

– TMMOB Makine Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

– Türk Tabipleri Birliği

– Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF)

– Tüketici Örgütleri Federasyonu (TÖF)

– Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER)

– Tüketici Hakları Derneği

– Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği

– Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu (ÇİFTÇİ-SEN)

– Ekoloji Kollektifi

– Doğayı Çevreyi Koruma ve Doğa Sporları Derneği (DOĞADER)

– Ekolojik Yaşam Derneği (EKODER)

– KESK Tarım Orkam-Sen

– Nilüfer Kent Konseyi

– Gemlik Yaşam Atölyesi Derneği

– İçanadolu Çevre Platformu (İÇAÇEP)

– Marmara Çevre Platformu (MARÇEP)

– Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP)

– Sürdürülebilir Yaşam Kolektifi

– Gürsel Tonbul Çiftlik İşletmeleri

– İmece Evi İmece Ekoköyü Dogal Yasam ve Ekolojik Çözümler Derneği

– Eskişehir Çevre Koruma ve Geliştirme Derneği

– Muratpaşa Dostları Derneği

– Konyaaltı Dostları Derneği

– Kibele Ekolojik Yaşam Kooperatifi

– PDA Pembe Domates Ağı

– Akçaeniş Köyü Çevre Kültür Kalkınma ve Dayanışma Derneği

– Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği

– Bornova Sivil Toplum Platformu (BORPLAT)

– Greenpeace Türkiye

– Sinop Çevre Dostları Derneği

– Doğu Akdeniz Çevre Bileşenleri

– Yeni İnsan Yayınevi

– Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği

– Slowfood Yağmur Böreği Birliği

– Slowfood Fikir sahibi Damaklar Birliği

– Slow Food Gençlik Gida Hareketi

– Slow Food Ankara Birliği

– Slow Food Kars Birligi

– Boğatepe Çevre Yaşam Derneği

– Aromaterapi Derneği (AROMADER)

– Pratisyen Hekimlik Derneği

– Yeşil ve Sol Çalışma Grubu

– Mutfak Dostlari Dernegi

– Batı Akdeniz Çevre Platformu (BAÇEP)

– Gümüş Çevre Derneği

– Jade Çiftliği

– Yarımada Çevre Platformu

– Balıklıova Çevre Hareketi

– Gerence Körfezi Sivil İnisiyatifi

– Silivri Çevre Derneği

– Bursa Eczacı Odası

– Bursa Tüketiciler Derneği

– Bursa Sivil Toplum Derneği (Sivilay)

– Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO)

– İstanbul ODTÜ Mezunlar Derneği

– TEMA İzmir Temsilciliği

– Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği

– Cumhuriyet Kadınları Derneği

– Yeşiller Tarım Çalışma Grubu

– Nilüfer Belediyesi (Bursa)

– TMMOB Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

– TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi

– Zirve Dağcılık Bursa Şubesi

– Çevre ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER)

– Karadeniz Doğa Koruma Federasyonunu (KarDoğa)

– Çevre Ekoloji ve Yaban Yaşamı Destekleme Derneği (Mardin)

– Yenişehir Doğal Hayatı Koruma Derneği (YEDOHA)

– Yenişehir Çevre Platformu (YEÇEV)

– Ekolojik Yaşam Girişimcileri ve Gönüllüleri Derneği (EKOLOG) (Mersin)

– Emanetçiler Derneği

– İMECE Toplumun Şehircilik Hareketi

– Göynük Nergis Çiftlik ve Bağevi

– Tohum İzi Derneği

– Yenipazar İlçe Belediyesi (Aydın)

– Zonguldak – Bartın – Karabük İlleri Sosyal Yardımlaşma ve Kalkındırma Derneği

– Kuşadası Kent Meclisi YG21

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş