“Fosil Yakıt Rezervlerinin Üçte İkisi Yer Altında Bırakılmalı”

Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2012 Dünya Enerji Görünümü Raporu’nun sonucu çarpıcı: Fosil yakıt rezervlerinin üçte ikisi yer altında bırakılmalı.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak, “IEA’nın ortaya koyduğu sonuçlar bilimsel gerçekleri yansıtıyor. Fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan CO2 emisyonları gezegenimizin ikliminin dengesini bozuyor. Kömür ve petrol gibi fosil yakıtları sonsuz kaynaklarmış gibi yakmaya devam edersek, sıcak hava dalgaları, kuraklık, sel, su kaynaklarının azalması gibi bedeller ödeyeceğiz. IEA, raporunda bu gerçeklerin altını belirgin bir şekilde çizerek sorumlu bir duruş göstermiştir” dedi.

“Bu bilimsel değerlendirme hükümetler, yatırımcılar ve fosil yakıt endüstrisi tarafından duyulmalı. Burada sadece Kuzey Kutbu’ndaki gibi yeni ve büyük fosil yakıt projelerini durdurmaktan bahsetmiyoruz. Hâlihazırda üzerinde oturduğumuz, fosil yakıt odaklı, eski ve kirli enerji altyapısından kurtulmaktan bahsediyoruz. Bu, küresel iklim değişikliğinden korunmak için ödenmesi gereken bir bedel. Eğer iklim felaketlerinden kurtulacaksak, enerji ekonomimizi dönüştürmeliyiz.”

Hükümetler 3 yıl önce Kopenhag’da, iklim değişikliğinin şiddetli etkilerini sınırlamak için 2 derecelik küresel sıcaklık artışının altında kalınmasının gerekliliği konusunda anlaşmaya varmışlardı. Günümüzde, küresel sıcaklık 1 derecelik artışın altındayken bile, aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisi artıyor. Kuzey Kutbu’nda rekor buzul erimesi, Sandy kasırgası, içinde bulunduğumuz yılın rekor kuraklık seviyesi sonucu doğan gıda krizi bu olayların en güncel örnekleri.

Tolga Baştak hükümetlerin, yatırımcıların ve endüstrinin IEA’in uyarısını dikkate almaya çağırıyor. “IEA açıkça iklim adına harekete geçmek için çok geç olmadığını söylüyor. Bu harekete geçmemiz için kuvvetli bir mesaj.”

WWF-Türkiye, yenilenebilir enerji hedeflerinin ve yatırımlarının artırılması, bununla eş zamanlı olarak fosil yakıt projelerine yapılan yatırımlardan vazgeçilmesi çağrısında bulunuyor. WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, “Bu çerçevede Türkiye de üzerine düşeni yapmalı; 2023 enerji stratejisi çerçevesinde özellikle güneş, rüzgâr ve jeotermalden elektrik enerjisi üretilmesi için koyduğu hedefleri yükseltmeli, başta kömür olmak üzere karbon zengini fosil yakıtların ise enerji kaynakları içerisindeki payını düşürmek için ciddi adımlar atmaya başlamalı” diyor.

WWF-Türkiye Uluslararası Enerji Ajansı’nın, G-20 ülkeleri tarafından fosil yakıtlara verilen teşviklerin kaldırılması için verilen taahhütlerin sözde kaldığı kaygısını paylaşıyor. 2011 yılında fosil yakıta verilen destekler 2010’a göre % 30 oranında artarak yarım trilyon ABD doları aştı.

WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Sedat Kalem, IEA’nın fosil yakıtlara verilen teşvik, destek ve sübvansiyonların kaldırılması ve bu kaynakların temiz yenilenebilir enerji kaynakları, enerji tasarrufu ve enerjiye güvenli ulaşıma yönlendirilmesi çağrısının çok önemli olduğunu belirtiyor.

Uluslararası Enerji Ajansı, 2017’e kadar gerekli politikalar ve uygulamalar hayata geçirilemediği takdirde fosil yakıt altyapısının geleceğimizi ipotek altına alacağını, küresel sıcaklık artışını 2 derecede tutma hedefini ulaşılmaz kılacağını belirtiyor. “Burada Uluslararası Enerji Ajansı ile aynı fikirdeyiz,” diyor Sedat Kalem. Fosil yakıt altyapısı, fosil kaynaklı yeni santrallerin kurulmasını ve kaya gazı, derin deniz petrolü vb. yeni fosil kaynakların aranması ve çıkarılmasını kapsıyor.

WWF-Türkiye, Uluslararası Enerji Ajansı’nın birçok ülke kuraklık ve su kıtlığı ile yüzleşirken, fosil kaynakların üretilmesi için tatlı su kaynaklarının kullanılması endişesini de paylaşıyor. Uluslararası Enerji Ajansı, sürdürülebilir olmayan biyo – yakıt kullanımı ile başta kaya gazı olmak üzere fosil yakıt kullanımının kontrol altına alınamaması durumunda, enerji üretimi için su kullanımının önümüzdeki 20 yılda ikiye katlanacağını söylüyor.