Fırtına, Çinçiva, Muğlama

muglama

Fırtına Deresi hemen beri de gürleyip de akadursun, şimdi şu kış günü sanki o güzel muğlamanın kokusunu çok uzaklardan almışçasına, bahsiyle nam o Fırtına’nın buzlu suları üzerinde kemerlenmiş tarihi taş köprülere ve tepelerde bir yerlerde ağaçların arasından, bazı bazı kendini gösteren ahşap evlere hayranlıkla baka baka, rüzgârın yaylalardan taşıyıp da şimdi kulaklarına fısıldadığı tulum ve kemençe ezgilerini duya duya ilerlersin Doğu Karadeniz’in Çamlıhemşin’den Çinçiva’ya uzanan karlı yollarında…

Yolun kış günü bu coğrafyaya düştüyse, koca bir kuzineyle ısıtılan ahşap bir köy evine veya kahvesine gidip de bakır bir kaba çalınmış, en has tereyağının kokusuyla harmanlanmış muğlamaya ekmek banmadan, yanında da o kuzine üstünde demlenmiş çayı yudumlamadan çekip de gidilmez ne de olsa…

Bir de üstüne bir dost ve hayata gülümseyen bir Karadeniz insanının koyu sohbetini yakalarsan, kendini Anadolu’nun huzurlu bir diyarında olduğunu hissetmen için daha ne gerekir ki?

Yazı ve fotoğraf: Türker Adakale