Eskipazar Sevdası

Sevgili dostlar, Sırtçantam internet sitesine yazmış olduğum bu ilk yazım. Bu ilk yazımda, yıllar evvel Eskipazar için yazmış olduğum bir şiiri paylaşarak başlamak istedim. Yaşadığım toprağa bir güzelleme olan bu şiirin benim için anlamı büyük…

Baktım Kemikli yol ayrımından memleketime
Bir yanda Deresoplan, bir yanda Bulduk alabildiğince…
Tarih kokan Kuzören ve Bayındır,
Kulağımda çınladı Dördüncü Murat’ın sesi Hamamlı Karaboğaz’da.

Biz neydik ne olduk birliği unutup gaflete daldık
Neyse ki Sadeyaka’da Şeyh Ali Semerkandi’yi andık
Geçtik yediyüz yıllık Eyri Köprü’den hizmet pınarına
Gözümde görünmez oldu hiçbir zorluk Doğlacık Çayırı’nda.

Bölükören, Kapaklı kaybederek bulduğum benliğim,
Yeşiller, Cumaderesi benim eşsiz memleketim
Çıktım Ovacık yol ayrımından Sobuçimen, Davulcular’a
Sandım ki başım yükseldi de değdi dünyanın damına.

Çömlekçiler, Sallar, İnceboğaz memleketimin övülesi güzelliği
Çandırlar, gururlu insanımın güzel memleketi.
Tamışlar, Boncuklar – Garkın ecdadın ilk ayak bastığı topraklar
Allah’ım söyleyecek sözüm yok benim canımı da bu topraklarda al.

Topçalı ve Yazıkavak unutulmuş zenginliğim.
Bir yanda Gözlü bir yanda İmanlar,
Ortaköy ve Arslanlar Eskipazar’ın giriş kapısı
Mermer’e geldiğimde başladı yüreğimdeki hasret sancısı.

Köyceğiz ve Karahasanlar yüzyıllardır bereket ambarı
Başpınar – Deresemail Asar’a bakar, içinde asırlık tarihi acı.
Hanköy; Eskipazar’ın İpek Yolu
Karaören – Doğancılar kısaca Sündek diyelim ancak çözülür sırrı.

Baktım Kulat’ın Çaldağı’ndan Eskipazar’a
Böyle bir güzellik çok az nasip olur her kula.
Babalar – Kartak’dan geçtim Çetiören denen ummana
Ova – Haslı güzel görünür Hodulca’dan has memleketimin insanına.

Kapucular’da manevi feyz aldım Umur Fakih’den
Çıktım Göl Çamlığı’ndan Belen Yaylası ve Yörükler diyarı Yürecik’e
Ne kaldı Türkmenler diyarı Sofular ve Hasanlar’a
Gördüğüm güzelliği anlatamam ne bugün ne yarın sana.

Adiller ve Şevkiller kültürümün tanımsız tarifi,
Kabaarmut – Alan Yaylası’ndan geldiğinde Hamzalar’a
İçinde manevi iklimler depreşir gördüğünde Sakalı Şerifi Çakmak Kaya’dan
Eskipazar’ım unutmuşum güzelliğini; sende daha ne gizli sırlar saklı.

Ali Suavi’yi aradım Çaylı’da, Beytarla’da Ozan’da.
Ata’nın kabrine taş yontanları gördüm sarı traverten Taş Ocağı’nda.
Bir tarafta Yazıboy – Büyükyayalar, bir tarafta tarihin beşiği
Doğduk Göksu’nun doğduğu yerden, Zincirlikuyu ve Budaklar’a.

Eskipazarım… Sen benim gönlümdeki yüce bir sevdasın.
Her taşın bir hazine, her şeyinle yüreğimdeki ummansın.
Sende doğdum, sen de doydum, sen de öleceğim.
Sen benim baş tacımsın.

Eskipazarlım! Başını önüne eğme, daima dik tut.
Sen ki birliğin ve değişimin sancısını çeken devsin.
Umutların yeşerecek boy verecek yarınlara
Her ferdinle umut yüklüsün
Tut elimden ki gücümüz yarınların aydınlığına ersin.