Eğitimde Hareket

Çocuklarımız Türkiye için yeni olan sistemle eğitime başladılar. Merak etmeyin bunu yıllardır uygulayan ülkeler yok değil. Bundan iki ay önce Fransa’nın yapılanmasını incelemiş ve son 4 olimpiyatta neler yaptığını görmüştük.

Eğitimde ve sporda gelecek kuşkusu bulunmalıdır. Her sektör için iyi eğitilmiş ve bununla beraber spor yapabilmiş bir nesli yetiştirmek yönetimlerin asıl görevi olmalıdır. Eğitim programlarına sporu sokabilmiş ülkelerin başarılarını gıpta ederek izliyoruz.

66 ayı bitirmiş çocuklarımızı, daha işin birinci haftasında minik sıralara oturttuk. Ellerine makas verip şu şekilleri kesin dedik! Bu yaştaki çocuğun eline makas verme yerine onun zıplaması, koşması, takla atması, yuvarlanması için bir cimnastik minderi vermek daha doğrudur.

Bu arada şunu yazmadan geçemeyeceğim. 2 yaşında olup tablet bilgisayarı ile her türlü oyun oynayabilen afacan yavrularımızı unutmayın. Çocuk parklarında saatlerce kayan, salıncakta sallanan, Tarzan gibi parmaklıklar arasında ilerleyen çocukları alıp masa başına oturtmanın eğitimde bir gelişme sağlayacağı kuşkuludur.

Bakın bu yaş grubu birçok antrenman bilimci için spora başlamanın ideal yaşı olarak verilmektedir. Evet, cimnastik için geç kalınmış olsa da yüzme, spor oyunları ve bazı tekno-motorik branşlar için mükemmel bir başlangıç çağıdır. Öğrenmeye hazır, canlı, dinamik ve bir de ailesi sporu seviyorsa bu çocuklarla en iyi sporcular ve spor ekipleri yaratmak mümkündür.

Konuya eğitici tarafından baktığımızda sınıf öğretmenliği eğitimi almakta olanların durumu önem kazanmaktadır. Benim görev yaptığım üniversitede eğitim fakültesine bağlı bir bölüm olarak eğitim – öğretim faaliyetlerini sürdüren bu birim beden eğitimi dersleri için spor yüksekokuluna gitmektedir. Çok yönlü bir sportif programa tabi tutulan bu öğrenciler sporun en temel bilgileri ve uygulama yöntemleri ile yetiştirilmektedir. Sporu seven, spor yapmayı seven öğretmenler gelecekte öğrencileri ile beraber olduklarında bu özelliklerini öğrencilerle beraber kullanmayı sürdüreceklerdir.

İşin okul yöneticileri tarafına baktığımızda benim görüşüm yöneticilerimizin de artık sporu sevmeye başladıkları yönündedir. Çünkü onların içinden tanıdıklarımın çocukları hep spor yapanlar olarak aklımda kaldı. Futbol, buz hokeyi, basketbol oynayan, atlet olarak kulvarlarda yarışan birçok öğrencimin yönetici olan baba ve annelerinin kendilerini spora yönlendirdiğini biliyorum.

Bu vesile ile yöneticilerimizin de spor yapmasını sağlayacak önlemleri alma zamanı gelmiştir. Yüzlerce dosya, enerji, su, ısınma, temizlik, teknik malzeme, otopark gibi sorunlarla uğraşan okul yöneticilerimizin de hareket ihtiyacı bulunuyor. Onları hareketlendirmek sporun hareketlenmesi için iyi bir ilaçtır. Ve bu ilacın, beklenenin aksine yan etkisi de yoktur. Bu sebeple eğitime hareket katma zamanı gelmiştir.