Edep Ya Hu Geyikler

Merhum tuluat sanatçısı İsmail Dümbüllü, bir oyun sergilerken arka sıralardan kafayı denklemiş vatandaş sahnenin ortasına Langa’nın ünlü zerzevatını savurur.

Dümbüllü merhum istifini bozmaz, oyuna devam eder. Finalde seyirciyi selamlayarak oyunun bittiğini anımsatır. Herkes salonu terk ederken malum şahsa seslenir “Beyefendi burada kartvizitin kaldı. Al anana götür” der. Alkış, kıyamet içinde malum şahıs kıpkırmızı olur. Ses çıkaramaz. Akılsız başını eğer ve dersini alır. Süklüm püklüm tiyatrodan ayrılır.

Safranbolu için ‘dünya mirası’ diyoruz. Ancak trafo binaları, otobüs durakları, bilbordlar, duvarlar, İncekaya Su Kemeri, tuvalet kapıları ve benzerleri iki ayaklı yaratıklar tarafından iğrenç yazılarla kirletiliyor.

Bir zamanlar kalp içinde ok, kızın ve oğlanın baş harfli ilan-ı aşk bülteni kınansa bile bir estetik ve içtenlik içerirdi. Ne günlere kaldık hünkâr. Şimdi ise bu azgın iki ayaklı hayvanların malı mülkü (edep organları) adeta paçalarından sarkıyor ve bu mekânların bir yerinde mide bulandırıyor.

Gerçek hayvanların kişilik hakları hariç iki ayaklı azgın tekeler, danalar, düveler, horozlar, tavuklar, piliçler, atlar, eşekler ve katırlar, biraz edep ya hu…

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş / Safranbolu İncekaya Su Kemeri