‘Doğu Raporları’nı gün ışığına çıkardı!

‘Doğu Sorunu’nda devletin izlediği toplumsal mühendislik süreci, dönemin yakın bir gözlemcisinin kaleminden yansıyor. Tarih Vakfı tarafından düzenlenen bir basın toplantısıyla tanıtılan ‘Doğu Sorunu’ Necmeddin Sahir Sılan Raporları kitabı, Tek Parti dönemi siyasetine ve bu dönemin siyaset bağlamında kazanımlarına dar ‘demokrasi’ söyleminde burun kıvıranlara bir ülkede siyasetin nasıl bir süreç içerisinde genişlediğini, siyasetin yoktan var olmadığını ve bir birikim süreci olduğunu kanıtlıyor.

Tuba Akekmekçi ve Muazzez Pervan’ın derlemesiyle okurlara sunulan ‘Doğu Sorun’ Necmeddin Sahir Sılan Raporları, Sılan’ın 1939–1953 yılları arasında hazırladığı 13 raporu içeriyor. Ağırlıklı olarak Bingöl ve Tunceli ile ilgili olan bu raporların dokuzu CHP’ye, dördü ise DP’ye verilmiş.
 

560 sayfalık kitabın hazırlık süreci ise 1992’de vefat eden Necmeddin Sahir Sılan’ın arşiv malzemelerinin, geçtiğimiz günlerde vefat eden kızı Şen Sahir Sılan tarafından 1993’te Tarih Vakfı’na bağışlanmasıyla başladı. 1994 yılında ise Orhan Koloğlu malzemenin kaba tasnifini yaptı ve Ocak 2008’de arşivleme çalışmalarına başlandı. Dosya düzeyinde gerekli bilgilerin arşiv programına kayıt işlemleri ise halen devam ediyor. Söz konusu çalışmaları tamamlandıktan sonra fonun araştırmacıların hizmetine sunulması planlanıyor. Dosya düzeyinde katalog bilgilerine de Tarih Vakfı’nın internet sitesi üzerinden ulaşılabilecek.

Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Zafer Toprak, sunuş ve arka kapak yazılarında kitabı şu sözlerle tanımlıyor: “…Kuşkusuz raporlar toplumsal mühendislik bağlamında önem taşıyor. Cumhuriyet Türkiye’sinin karşılaştığı en engebeli sorun o günlerde Vilayât-ı Şarkiyye diye tanımlanan bu ulaşılması zor yöreleri, inşa sürecinde olan ulus devletle bütünlemek. Buralara yol yapmak, su ve elektrik götürmek. Yörenin beşeri yapısının ülkenin diğer yörelerinden farklı olduğu Cumhuriyet yöneticilerince çok iyi biliniyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Osmanlı döneminde görece özerk sayılabilecek bir konumda kalmış. Devletin bu coğrafyalardan beklentisi çok sınırlı olmuş, o nedenle de yöre sükûn içinde kaldığı sürece pek dokunmamayı tercih etmiş. Cumhuriyet’e kadar bu yörelerde devletin varlığından söz etmek neredeyse olanaksız.

Necmeddin Sahir Sılan, Tek Parti döneminde siyasetin ne olduğunu biliyordu. Tek Parti yönetiminin sınırlarını aşarak seçilmiş olduğu yörede halkla temas kurmuş, ‘halkın gösterdiği hassasiyet’i gündeme getirmiş. Kimi yöre yöneticilerinin görüşlerini almış, halkla yönetim arasında köprü işlevi görmüş. Raporlarında ise ‘derinlemesine mülakat’ diye nitelediğimiz yöntemi uygulayarak bölge hakkında zengin bir bilgi toplamış. Dönemin çok az siyasetçisi bu denli seçildikleri bölge ile ilgilenmiştir. Bugün bile eşine ender rastlanan bir siyaset anlayışını benimseyen Necmeddin Sahir Sılan, arşiviyle de tarih alanına özgün bir katkıda bulunmuş, bizlere dünü bırakmıştır. Bu ilk kitabı Türkiye’nin dününü aydınlatan ve kolay ulaşılamayacak olan Necmeddin Sahir Sılan’ın diğer arşiv malzemeleri izleyecektir.”
 

NECMEDDİN SAHİR SILAN (1896–1992)

Meslek hayatına 1910’da Tercüman-ı Hakikat’te başlar. Meclis-i Mebusan ve Ayan Meclisi’nde zabıt kâtipliği, Sait Halim ve Talat Paşa kabineleriyle ilgili Divan-ı Âli Tahkikat Heyeti kâtipliğini yapar. Mustafa Kemal’in önerisiyle BMM’de evrak ve tahrirat müdürü olarak çalışır. TBMM tarafından İstiklal Madalyası ile onurlandırılır. Ali Fethi Okyar ve İsmet İnönü’nün başbakanlıkları döneminde Başbakanlık Özel Kalem müdürü olur. 1939’da Bingöl, 1943 ve 1946’da Tunceli mebusluğu; 1950–1954 yılları arasında Erzincan, Tunceli ve Bingöl’deki DP teşkilatlarının parti müfettişliği yapar. Bazı kurumlarda çeşitli üst düzey görevlerde bulunur. Sılan, 1960’lı yılların sonlarında aktif siyasi yaşamdan çekilir.