Değişen GDO Yönetmeliği ve Çıkarılacak Olan Biyogüvenlik Yasası

26.10.2009 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren GDO’lu gıda ve yemlerin ithalat, ihracat, işleme, kontrol ve denetimi ile ilgili yönetmelik içerik ve ifadelerindeki yetersizlikler sebebi ile GDO’ya hayır platformu, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve diğer kişi ve kurumların da tepkisini çekerek kısa süre içinde yeniden ele alınmak zorunda kaldı. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ilgili yönetmelik ile ilgili tepkileri değerlendirerek aradan kısa bir süre geçmesine rağmen 20.11.2009tarihli resmi gazetede bu yönetmelik ile ilgili birçok maddenin düzeltmesi ve ilaveleri içeren yeni bir değişiklik yönetmeliği yayınladı.

Demokratik sürecin işlemesi ve GDO’ların gıda ve hayvan yemlerinde kullanımının kısıtlanması, etiketlenmesi ve kontrolü açısından olumlu bir adım olan bu yeni yönetmelik Buğday Derneği’nin GDO tüketimi ile ilgili bazı kaygılarına cevap veriyor. Örneğin artık ekolojik ürünlerde ve diğer GDO içermeyen ürünlerde GDO’suzdur ibaresi yer alabilecek. Bu ilk yönetmelikte kabul edilmeyen bir uygulama olarak tüketicinin bilgilenme ve karar verme özgürlüğünü kısıtlamakta idi.

Tüketici derneklerinin ve bazı sivil örgütlerin tepkisini çeken “değişiklik yönetmeliğindeki geçici bir madde ile yönetmeliğin üç maddesinin uygulamasının AB kriterleri ile uyumlu uygulamakoşulu ile 1 Martta başlatılması” konusundahükümetin takdirinin geçerli gerekçesi olabileceği kabuledilebilse dahi, tüm yönetmelik gereklerinin bu günden itibaren katı bir şekilde uygulanması konusunda gerekli düzenlemelerin yapılması konusunda bakanlığın tutumu çok önemli rol oynuyor.

Bir diğer madde %0,9 kalıntı limitinin kaldırılarak tüm GDO içeren ürünlerin etiketlemeye tabi olması konusu. Bu da ABD’deki uygulamalardan farklı, daha çok AB uygulamaları yönünde bir koşul. ABD’de yüksek miktardaki GDO üretimi ve varlığı dolayısı ile bir miktar olası bulaşma riskini tolere etmek için göz yumulan maksimum kalıntı miktarı Avrupalı tüketici için her koşulda tüketicinin bilgisi dahilinde olması istenen sınırlar içinde. Bu konuda Türkiye’de Avrupa Birliği uygulamalarına yakın olunması hazırlık aşamasında olan biyogüvenlik yasasına önemli bir rol yüklüyor.

Türkiye’nin biyogüvenlik yasası, kesinlikle dünyanın en önemli gen merkezlerinden biri olan ve bu zenginliğini gerek kendi geleceği gerekse dünya mirası olarak koruması elzem olan bu coğrafyada GDO’ların tarımsal olarak yetiştirilmesinin tamamen yasaklanmasına yönelik içerikte olmalıdır. Bu nedenlebu konu sadece genetik mühendisliğinin konusu değil, doğa korumanın, insan ve çevre sağlığı, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik, kırsal refah ve kültürel miras gibi uzmanlıkların ortak konusu olarak ele alınmalıdır.

Buğday Derneği GDOkonusunun çok yönlü tartışmalarının yapılarak olası zararlarının ortaya çıkmadan engellenmesi için yaşamsal öneme sahip biyogüvenlik yasası hazırlıkları ve bu yasa ile kurulacak komitelerde söz sahibi olmak, aynen kurulduğu günden beri resmen ve aktif olarak görev aldığı Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesinde olduğu gibi katkısını koymak için Bakanlıkça davet edilmeyi talep ediyor. Mevzu bahis yönetmelikte olduğu gibi acele ile çıkartılmış eksik bir düzenleme ve bunun düzeltilmesi için harcanan emek, zaman ve oluşan karmaşaya mahal verilmeden,biyogüvenlik yasasının hazırlığında tüm ilgili tarafların görüş ve katkılarının zamanında alınarak yasanın olması gerektiği noktaya getirilerek yürürlüğe girmesi Buğday Derneği’nin Tarım ve Köyişleri Bakanlığındanaçık ve net talebidir.