Dağların Değeri Bilinmeyen Hüzünlü Gelini; Fritillaria

Fritillaria cinsine ait türler bazı kesimlerde halk arasında ‘ağlayan gelin’ olarak bilinir. Bazen ‘terslale’ ya da ‘şerefelilale’ diye de duymuşsunuzdur. Boynu büküktür ağlayan gelinin, birde bakarsınız çiçeğinden bir sıvı damlıyor. Çiçeği yere bakan bu bitkinin çiçeğinin dip kısmında nektaryumlar bulunur.

Bu nektaryumlarda oluşan nektar damlacıklarının çiçeğin konumu gereği yere damlamasından dolayı ağlayan gelin denilmiştir ona. Bütün çiçekler arıları ve böcekleri cezbeden güzellikleriyle etrafa bakınırken boynu bükük bu çiçeği görünce duygulandım birden. Bir gün sordum hüzünlü geline:

– Tüm arkadaşların renk renk giyinmiş, rüzgârla dans edip böcekleri cezbedeyken sen niye hüzünlüsün böyle çiçeğim?

Bana boynunu yerden kaldırmadan dedi ki gözyaşları dökerek:

– Benim Türkiye’de 37 türüm var. Bunlardan 21 tanesi de endemik. Belki bir gün bazı türlerim yok olacak. Ayrıca soğanlarım insanlar için şifa kaynağı. Çin tıbbında yüzyıllardır soğanlarımı yüksek ateş, kalp yetmezliği, göz hastalıkları ve romatizma gibi hastalıkların tedavisinde kullanıyorlar. Ama ben istiyorum ki Türkiye’deki araştırmacılar beni keşfetsin ve çoğaltsınlar. Park ve bahçelerde yetiştirsinler çokça. Büyük küçük herkes tanısın beni. Belki o zaman diner gözyaşlarım.

-Haklısın dedim ve bu röportaj üzerine bilimsel bir sempozyumda dağların bu hüzünlü gelinini anlattım. Şimdi çok merak ediyorum, acaba onu tekrar bulsam başını kaldırır ve gözyaşlarını silerek bana gülümser mi?