Bir Leoparın Ardından…

wwf sirtcantam

Ülkemizde artık neslinin tükendiği varsayılan leopara yıllar sonra yeniden kavuşurken aynı anda onu kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Ancak bu hikâye bir leoparın ölümüyle bitmiyor, onlarcasını kurtarmak için şimdi başlıyor.

Ülkemizde Leopar Halen Var mı?

Bir zamanlar ülkemizin bir bölümünü de kapsayan Kafkasya Bölgesi’nin, açık bozkırları hariç, neredeyse tamamında yayılış gösteren bir büyük kedi türü olan leopar, artık kritik düzeyde tehlike altında.

Bugün, leopar popülâsyonu İran’ın kuzeybatısı ile Azerbaycan ve Ermenistan’ın güneydoğusu arasındaki dağlık bölgede varlığını sürdürüyor. Gürcistan ve Rusya’nın Büyük Kafkasya Bölgesi’nde de bu merkezden uzaklaştıkça azalan sayılarda leopar görmek mümkün. Ülkemizin doğu kesimleri ise, bu hat üzerinde leoparlar için bir geçiş yolu. Bu nedenle nadiren de bu türle ülkemizde karşılaşmak mümkün.

Yaşanan bu olay nesli tehlike altında olan leoparın ülkemizdeki varlığını ve insanla karşı karşıya gelmesi halinde yaşanabileceklerin en acı kanıtı niteliğinde. Ülkemizde böyle bir türün korunması konusunda ne kadar hazırlıksız bir durumda olduğumuzun bir göstergesi.

Leopar gibi karizmatik bir türün ülkemizdeki varlığı ulusal gurur vesilesi ve doğal alanlarımızın her şeye rağmen hala değerini koruduğunun göstergesidir. Bu haber bütün dünyanın gözlerinin üzerimize çevrilmesine yol açmıştır. Ancak, böyle bir olayla gündeme gelmek ülkemiz adına aynı derecede üzücü.

Benzer olaylar nasıl engellenebilir?

Yayılış alanındaki genel nüfusu olağanüstü seviyede düşen ve yok olmanın eşiğine gelen bu bayrak türün yeniden hayata dönmesini sağlamak, yalnız kendilerinin değil, yaşam alanlarının ve beslendiği diğer türlerin, hatta göç yollarının ve kaynak popülasyonlarının da korunmasını gerektirir. Bu da ancak, leoparın yaşadığı ülkelerin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri ve bu konuda işbirliği yapmalarıyla mümkün olabilir.

WWF ve IUCN’in girişimleriyle 2007 yılında Kafkasya Leopar Koruma Stratejisi hazırlandı. Bakanlık başkanlığında, uzmanlar ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla bu bölgesel stratejiyle uyumlu bir Ulusal Eylem Planının acilen hazırlanması ve planda yer alacak araştırma, koruma, izleme ve farkındalık yaratma çalışmalarının da hızla hayata geçirilmesi bu karizmatik canlının yeryüzünden tamamen silinmesinin önüne geçebilir.

Leoparların yaşaması muhtemel habitatları ve kullandığı olası ekolojik koridorları belirleyip koruma altına almak, beslendiği dağkeçisi, karaca gibi büyük otoburların yeterli popülasyonlara sahip olmasını sağlamak, insanla hayvanı karşı karşıya getirmeyecek çözümler üzerinde çalışmak ve yöre halkının uğrayacağı zararları tazmin edecek mekanizmaları geliştirmek, farkındalık yaratmak ve izleme programlarını devreye sokmak yapılabileceklerden bazıları.

Yetkililerden beklentimiz, yaşanan bu olayla ilgili idari ve hukuki süreçlerin işletilerek kamuoyunun bilgilendirilmesi ama aynı zamanda benzer olayların yaşanmaması için hemen harekete geçilmesidir.

Bir leoparı kaybettiğimiz bu günlerde, nicelerini hep birlikte koruyabilmek dileğiyle…

Dr. Sedat Kalem
Doğa Koruma Direktörü