Bir Elin Nesi Var

İhtiyaçların sonu gelmiyor. Bir süre sonra amaç ihtiyaçlar değil, sadece tüketmek oluyor. Sadece doğa değil, kavramlar, değerler de tüketiliyor. Oysaki kişisel seçimlerimiz çok önemli. İşte, Tijen İnaltong’un ‘doğa dostu’ listesi. Buğday Dergisi’nin 5. sayısı için kaleme alınan yazı bugün bile hala geçerliliğini koruyor.

bir-2

Türkiye’de ekolojik yaşam bilgisinin yayılmasında öncülük yapan yayınlar arasında yer alan  Buğday Ekolojik Yaşam Bülteni ve Dergisi 1998 – 2009 yılları arasında yayımladığı 57 sayısı ile doğa dostu yaşam bilgisini geniş kitlelere ulaştırdı. Ele aldığı konularla eğitici bir yayın olmakla birlikte ekolojik yaşam alanında bir iletişim noktası olan Buğday Dergisi, Şubat 2009’da daha geniş bir kitlelere ulaşmak amacıyla Buğday Derneği’nin üyelerine gönderilen bir Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi’ne dönüştü.

Derginin 5. sayısı için Tijen İnaltong’un kaleme aldığı yazı, tek tek birey olarak da bir şeyler yapabileceğimizin ve dönüşümün / değişimin önce kendimizden başlayarak yayılabileceğinin ipuçlarını veriyor

Bir elin nesi var…

Kişisel seçimlerinizin bir fark yaratacağına dair şüpheleriniz var. Yani siz de her markete gidişinizde diğerleri gibi  bol miktarda plastik torba alıp sonra da onları çöpe atsanız ne olur ki? Ya da kışın serada yetişmiş domateslerden siz de diğerleri gibi yeseniz? Nasıl olsa üretiliyorlar, siz yemeseniz de birileri kışın domates üretip satmaya devam edecek. Evet, tarımda zararlılardan kurtulmak için üzerlerine bol miktarda kimyasal ilaç püskürtüyorlar, ama tek başınıza ne yapabilirsiniz ki? Pazara giderken sepet mi takacaksınız kolunuza? Size deli derler…

Evet, yapabilirsiniz. Biz de dünyamızın güzelleştirilmesi, daha yaşanır bir hale gelmesi için bir çaba gösterebiliriz. Farkı biz göremesek de çocuklarımız görecek. Bugün, bütün dünyayı saran gelişmeler sayesinde kişisel seçimlerimiz eskisinden çok daha etkili oluyor. Daha kaliteli, daha sağlıklı, daha doğal ürünler kullanarak sadece kendimizi besleyip, sadece ailemizin değil, dünyamızın sağlığı için de bir şeyler yapmış olacağız. Toprak ana çığlık çığlığa bağırıyor. Duyuyor musunuz? Sadece analarımız değil, toprak ana da sağlıklı çocuklar doğurabilmek istiyor. Çağrısına kulak verin, onu fazla kirletmeyin.

Ben bir süredir markete giderken evdeki torbaları götürüyor, her seferinde de tartışmak zorunda kalıyordum. Mahallenin delisi diyorlar belki bana, umurumda değil. Koluma taktığım bez torbalarımla gurur duyuyorum, plastik torba aldığımda da kullanabileceğim kadar kullanıyor, çöp dağlarına daha az katkıda bulunmaya çalışıyorum. Plastikte değil camda satılan ürünleri alıyorum.

Gelin size kendi ‘doğa dostu’ listemi sunayım. Siz de içinden kendi uygulayabileceklerinizi seçin:

– Pazar, market çantanız olsun. Mümkünse pamuklu ipten yapılmış file veya bez torbalar kullanın ya da pazar sepeti. İçine de evinizdeki plastik torbaları koyun, sonra gerekiyorsa yıkayıp yeniden kullanın, çevrenizdekileri de uyarın.

– Plastik şişelerde yiyecek ve içecek almayın. Çöpe attığınız her plastik şişenin yarattığı kirliliğin temizlendiğini ne biz göreceğiz, ne çocuklarımız ne de torunlarımız. Bunun yerine camda satılan ürünleri alıp bu kavanozları baharat, bakliyat gibi ürünleri saklamak için kullanın.

– Yürüyerek ya da bisikletle gidebileceğiniz bir yere arabayla gitmeyin. Büyük şehirlerde artık hava alınamaz oldu.

– Poşetli gıdalar almak yerine (nohut, kuru barbunya, pirinç gibi…) evden getirdiğiniz bez torbaları ya da kullanılmış poşetleri kullanabileceğiniz, açıkta ürün satan dükkânlardan alışveriş yapın.

– Kâğıt ve cam atıklar değerlendirilebiliyor. Bazı belediyeler bu tür atıkları yeniden kullanılabilmeleri için ayrı ayrı topluyorlar. Birçok şehirde de cam ve kağıt atabileceğiniz kutular var. Bu imkânları değerlendirin. Ne kadar çok şey yeniden kullanılırsa o kadar iyi olur.

– Kâğıt kullanımını da azaltın. Kâğıt mendil, kâğıt peçete, kağıt havlu yerine pamuklu bezleri kullanın. Bir tarafı kullanılmış kâğıtların arkasını da kullanın. Böylece belki 2 – 3 ağacı da siz kurtarırsınız. Evdeki not defterimde yufkacının yufka sardığı kâğıt bile var.

– Çevrenizde ağaçlar kesiliyorsa buna engel olmaya çalışın. Sizin de dikili bir ağacınız olsun, dostlarınıza hediye vermeniz gerektiğinde ‘fidan’ verin. Ya da ağaç dikimi için onların adına bir kampanyaya katılıp maddi katkıda bulunun.

– Birçok sebzenin faydalı kısmını atmak yerine biriktirip çorba suyu yapmak için kullanın.

– İhtiyacınız kadar  sebze, meyve alın. Yemek artıklarını çöpe dökmek yerine yeni yemeklerde kullanın. Bir çorba için ıspanak yemeğinden kalan bir avuç ıspanağı ya da pilavın artanını kullanın.

– Her şey mevsiminde güzel, sera ürünlerine yüz vermeyin. Kışın salatada salatalık kullanmak zorunda değilsiniz, onun yerine havuç kullanın.

– Satın aldığınız ürünleri üreten ve yetiştiren insanları tanımaya çalışın. Böylece onların nasıl yetiştirildiklerini bilme şansınız olur. Hem de dalından yeni kopmuş meyve ve sebze yeme şansına sahip olursunuz.

– Sizin yörenizde üretilen ürünleri kullanın. Böylece daha az akaryakıt kullanılır, daha az hava kirliliği yaşanır.

– Hazır gıdalardan uzak durun. Konserve yiyecekler, dondurulmuş, paketlenmiş, pişirilmiş gıdalar yerine kendi pişirdiğiniz ve hazırladığınız yiyecekleri yiyin. Böylece hem daha sağlıklı olursunuz, hem de daha az çöp biriktirirsiniz.

– Diyetinizdeki et ve et yan ürünlerini azaltır ya da tamamen çıkartıp ihtiyacınız olan proteini bakliyat ve hububatlardan karşılarsanız, belki hayvan yetiştirmek üzere kullanılan araziler eski doğal ve hayat veren durumlarına dönebilirler.

Benim listem bu kadar. Dedim ya; hepimiz bu dünyayı daha güzel, daha yaşanılır bir hale getirme şansına sahibiz. Sadece yaşamımızda ufak tefek değişiklikler  yaparak hem de… Bir elin nesi var iki elin sesi var.