Bir ağaçtan orman yaratmak yeni bir nesil yaratmaktan farksızdır. Kaldı ki; hiçbir insan popülasyonu el değmemiş orman ahenginde popülasyon yaratmayı başaramamıştır. İçinde olmak zorunda olduğumuz, varlığımızı sağlayan ekolojimizi sadece yaşayabilir ve yaşanabilir kılmak değildir borcumuz, yarınlarımızı da yaşayabilir ve yaşanabilir kılmaktır.
İnsan olarak doğanın bir parçası olduğumuzu anlamanın zamanı dündü, şimdi bugünü yarına bırakmanın zamanı değil, dünün hatalarından ders çıkartma zamanı. ‘Ekolojik Ayak İzi’mizi ne kadar küçük tutabilirsek, yarınlarımızın var olmasını garanti edebiliriz. Bu yolda Köyceğiz, sadece ülkemize değil tüm dünyaya neden örnek olmasın?
Köyceğiz’imizin onca sorunu var gibi gözükebilir. Teker teker sıralayacağımız tüm sorunlarımızın orta ve uzun vadede çözüm yolu, ekolojik kent olabilmekten ve buna bağlı sürdürülebilir ekolojik turizm yapabilmekten geçer.
Turizm bir sanayi kolu değildir, bacasız sanayi hiç değildir. Yıllardır süregelen bu bakış açısının ülkemizi sürüklediği ve içinden çıkılması neredeyse imkânsız sorunlar yarattığı gerçek önümüzde dağ gibi dikilmektedir. Bir büyüğümün dediği gibi: “Turizm dibi olmayan okyanus gibidir, olsa olsa güzel sanatların bir dalı olabilir.”
Mutlak birini ya da bir yeri örnek mi almak zorundayız? Neden biz öğretilerin ışığında kendi modelimizi yaratmayalım? Neden geleceğimiz ve kentimizin umudu olan turizmi bacasız sanayi kolu gibi değil de, güzel sanatların dalı gibi görmeyelim? Üstelik her yanımızı kaplayan, yaradanın özene bezene yarattığı muhteşem tuval tam da karşımızdayken…
Neresine dokunursanız yeni ve benzersiz hazinelerin fışkırdığı bir coğrafya var karşımızda. Onca güzellik, onca değer bizi kucaklamışken, tüm bu bizim olanlara sırtımızı dönmek olur mu? Tıpkı Köyceğiz’imizin bizi kucakladığı gibi, şefkatle, huzurla ve umutla biz de Köyceğiz’imizi kucaklamalıyız. Bunun yolu, olduğu gibi kabul etmekten geçiyor. Mümkün olduğunca az ‘Ekolojik Ayak İzi’ bırakarak, ekolojinin bir parçası olmak yolumuz olmalı. Nadide bir sanat eseri olan Köyceğiz’imizi tüm insanlığın önüne hak ettiği gibi sermeliyiz. Ekolojik kent olmak için, yarınlara uzanabilmek, geleceğe fısıldarken bugünden varlığımızı sürdürebilmek için çok da seçeneğimiz yok.
Göktürk Günal