Bilim Adamları Uyarıyor; Dünya Yıkımın Eşiğinde!

Bir grup bilim adamı, hızlı nüfus artışı, iklim değişikliği ve çevresel yıkımın gezegenimizi geri dönüşü olmayan bir yıkıma doğru götürdüğünü söyleyerek, dünyayı uyarıyor. Uluslararası saygınlığı olan 22 bilim adamının yaptığı uyarı, geri dönüşü olmayacak bir biyosfer değişimi yaşamaya başladığımızı da içeriyor.

Gezegenimizin doğal yapısını ve yaşam bulduğu sistemleri böylesine zorlayan sürecin devam etmesi halinde, var olan tarım toprakları yüzeyinin yüzde 40’ının bir daha geri gelmemek üzere yok olacağı ve bunun bir çeşit son olabileceğini vurgulayan bilim adamlarına göre; hızla yükselen sıcaklıkları, nüfus artışını ve kentlerin yayılımını durdurmak zorundayız ve başka çaremiz de yok!

İnsanoğlunun denemediği ve çok farklı, bilinemeyen bir dünyaya geçişe zorlandığımız, ABD, Avrupa, Kanada ve Güney Amerikalı yazarlarca da kaleme alındı.

Berkeley Üniversitesi’nden tamamlayıcı biyoloji profesörü Anthony Barnosky, ‘Yaşanacakların net etkisi, en kötü durum senaryosu olan gezegenimize bir göktaşının çarpmasıyla aynı etkiyi yapacaktır’ diyor ve ekliyor ‘Armageddon’dan bahsetmek istemiyorum ancak toprak ve biyolojik çeşitlilik kayıpları, yüzde 75’lere varabilecek ve bu uyarıları görmezden gelmeye devam ediyoruz’.

Barnosky, ‘Küresel nüfusumuz 7 milyarı buldu ve 2050 yılında 9,3 milyar ya da daha fazla olması bekleniyor. 2070 yılında ise, bugünden çok daha sıcak bir dünyada yaşayacağız’ uyarısını da yapıyor.

Fosil yakıtların kullanımı sonucu, atmosfere yayılan karbondioksit, denizlerin daha asidik olmasına ve denizlerdeki canlı yaşamının azalmasına yol açıyor. Yüzyılın ortalarında ise, insanların yaşam alanlarının yarıdan fazlasının yüzölçümü değişmiş olacak. Hızlı iklim değişikliğinin doğal habitatları parçalaması, kaçınılmaz olarak türlerin uyum yeteneğini de etkileyecek.

Bitkileri dölleyen böcek türlerinin, temiz su kaynaklarının, yeni tür hayati ilaçların kaynağı olan tropikal ormanların yok olması, biyolojik olarak yoksullaşmış ve ekolojik faydadan yoksun bir dünya yaratıyor.

New Mexico Üniversitesi’nin saygın biyoloji profesörü ve yazar James Brown da, ‘Nüfus artışı ve ekonomi, sürdürülemez bir stres yükü oluşturuyor ve dünya bir patlamaya doğru gidiyor. Bu patlama, insanların yanı sıra biyolojik çeşitlilik üzerinde ciddi sonuçlar ve sıkıntılar yaratırken, gezegenin geri kalan yarısı için de acımasız olacak’ diyor.

Bundan kırk yıl önce, Roma Kulübü, dünya ekonomisinin büyümesinin sınırları olduğunu savunuyordu. 1968 yılında da, şu anda Stanford Üniversitesi nüfus çalışmaları profesörü olan Paul Elrich, ‘The Population Bomb / Nüfus Bombası’ adlı kitabıyla, nüfus artışı tehlikesi konusunda tüm dünyayı uyarmıştı.

Helsinki Üniversitesi evrimsel paleontoloji profesörü Mikael Fortelius ise, 60’lı ve 70’li yıllarda olacakları görmüştüm ancak bunun zamanı konusunda emin değildim, işte şimdi tam oradayız!’ diyerek, artık sonda yürüdüğümüzü belirtiyor…

ÇEVREM / Çevre Misyonu Platformu

Makale; By Bettina Boxall, Los Angeles Times

(Çeviri; Ruhi Köktürk)