Başbakan, Geronimo’nun Sözlerini Önce Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na Hatırlatsın

“Görünen o ki Başbakan başka bir Türkiye’de yaşamaktadır. Kendi Çevre ve Orman Bakanı’nın eliyle yürütülen doğa katliamını görmezden gelmektedir veya farkında değildir. Türkiye’nin doğa konusunda ihtiyacı olan, söylem değildir. Eylemdir.

Başbakan, Geronimo’nun tarihi sözlerini herkesten önce Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na söylemelidir. Paranın yenmeyeceğini Türkiye’de idrak etmesi gereken bir kişi varsa, o da Çevre ve Orman Bakanı, Veysel Eroğlu’dur.

Eroğlu’nun yönetimine teslim Türkiye doğası, tarihin şu ana kadar görmediği bir katliamın içinden geçmektedir. HES yapılacağı gerekçesi ile 1700 deremiz satılmış, pek çok korunan alanlarımız hukuk dışı düzenelemlere konu olmuş, dağlarımız maden şirketleri tarafından parsellenmiştir.

Bu ülkede, son beş yıl içinde, tüm Türkiye Cumhuriyeti döneminden daha çok doğa tahribatı yapılmıştır. Hangi ağaçtan, hangi dereden, hangi balıktan bahsediyoruz? Geronimo, 1800’lü yılların Kuzey Amerika’sından bugünün Türkiye’sine gelseydi herhalde şunu derdi: “Sizin yaptığınız vahşetin yanında, beyaz adam dahi masum kalır.”

Türkiye, Allianoi’yi, Karadeniz derelerini, Toroslar’daki içme suyu kaynaklarını yok edecek kadar vahşileşmiştir. Artvin Macahel’deki 110 bin doğal yaşlı ağaç sırf HES’lerin elektrik hatları için kesilecektir. Rize’de Başbakan’ın turizm teşvik bölgesi ilan ettiği İkizdere Vadisi’nin tamamı HES inşaatları yüzünden şantiyeye dönüşmüştür. Ortaçağ’ın en önemli İslam başkentlerinden Hasankeyf sular altında bırakılmak istenmektedir. Başbakan, baraj ve HES projelerinin özenle tohum bankalarına yerleştirilen gen kaynaklarımızın büyük kısmını yok edeceğinin farkında mıdır?

Para kazanma hırsından başka hiçbir şey ile açıklanamayacak olan bu politika karşısında Anadolu’nun kadim halkları harekete geçmiş, derelerinin, ağaçlarının başında nöbet tutmaya başlamıştır. Muğla’nın Köyceğiz ilçesindeki insanlar 70 gündür Çevre ve Orman Bakanlığı’nın eliyle katledilen derenin ve anıt çınarların, Yuvarlakçay’ın başında beklemektedir. Başbakan, doğası elinden alınan yüz binlerce insanın mağduriyetinden haberdar mıdır?

Türkiye Doğa Hakkı Komisyonu Kurulsun

“Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarını yanlı buluyorsa; bilim insanları, akil insanlar ve yerel halklar dâhil sivil toplumdan oluşan bir Türkiye Doğa Hakkı Komisyonu kursun. Dünyanın konuyla ilgili önemli uzmanlarını da çağıralım, bağımsız bir değerlendirme yapalım. O değerlendirme sonucunda göreceğiz ki, Türkiye korkunç bir yanlışın içinden geçiyor ve bu yanlış yüzünden topraklarını kaybediyor. Bu, demokratikleşme kadar önemli bir meseledir. Üzerinde yaşadığınız toprağın hakkını korumuyorsak, insanların haklarını nasıl koruruz?

Bunu yapmazsak, Türkiye bir gün gerçekten de paranın yenmeyeceğini anlayacak. Ancak o zaman çok geç olacak. Bu hazin tablonun mimari olan Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu ise özür dilemekle yetinecek. Belki de onu bile yapmayacak.

Sayın Başbakan, bu hazin tabloyu engellemek sizin elinizde ve göreviniz. Bu görevi bir an önce yerine getirmenizi umut ediyoruz”.