Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu Basın Açıklaması

2 Şubat ‘Dünya Sulakalanlar Günü’nde kurumuş ve kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olan göllere dikkat çekiyor Gölhisar Gölü ve Nohut Gölü’ne mercek tutuyoruz!

Bugün ‘2 Şubat Dünya Sulakalanlar Günü’ ve bu günü son yılların en buruk duygularıyla yaşıyoruz. Çünkü dünya artık suya hasret günlere doğru yol alıyor.

1967 yılı Ekim ayında Ankara’da yapılan ‘Uluslararası Sulakalanlar Ekolojisi Teknik Toplantısı’ sonuç bildirgesinin 10. maddesi ile sulakalanların korunması için uluslararası bir sözleşmenin hazırlanması kararlaştırılmış ve 1971 yılı Şubat ayında İran’ın Ramsar Şehri’nde yapılan uluslararası toplantıda sözleşmeye son şekli verilerek imzaya açılmıştır. 4.4.1995 tarihi itibariyle de toplam 85 ülke bu sözleşmeye taraf olmuştur. Bu ülkeler, toplam alanı 43.848.626 hektarı bulan 728 sulakalanı listeye dâhil ettirmiştir.

Ramsar Sözleşmesi ile 2 Şubat Dünya Sulakalanlar Günü olarak belirlenmiş ve de kutlanmaya başlanmıştır.

Türkiye 30 Aralık 1993 tarihinde taraf olmuş sözleşme 94/5434 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edilerek 17.5.1994 tarih ve 21937 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Ramsar Sözleşmesi; sulakalanların bulunduğu bölgenin su rejimini düzenlenmesi, karakteristik bitki ve hayvan topluluklarının; özellikle su kuşlarının barınmasına olanak sağlaması, ekonomik, kültürel, bilimsel ve rekreasyonel olarak büyük bir kaynak teşkil etmesi; kaybedilmeleri halinde bir daha geri kazanılmasının mümkün olmaması nedeniyle sulak alanların kaybına neden olacak hareketleri önlemek amacıyla imzalanmıştır.

Ayrıca, su kuşlarının mevsimsel göçleri sırasında sınırlar aşması nedeniyle uluslararası bir kaynak olduğunu tanıyarak; sulak alanların ve onlara bağlı bitki ve hayvan topluluklarının korunmasının ileri görüşlü ulusal politikalarla, koordineli uluslar arası faaliyetlerin birleştirilmesini sağlamak amacıyla hazırlanmış bir sözleşmedir.

Sözleşme ile akti taraflar; ulusal sulak alan envanterini hazırlamayı ve uluslararası öneme sahip sulakalanlar listesine girecek sulakalanları belirlemeyi, bunların korunmasını ve akılcı kullanımını geliştirecek metotları planlayıp uygulamayı; listeye dahil olan herhangi bir sulak alanın ekolojik karakterinin teknolojik gelişme, kirlenme veya insan müdahalesi ile değiştiğini zamanında haber alacak bir düzenleme yapmayı; bu kabil değişiklikler hakkındaki bilgiler gecikmeksizin ‘Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’ne rapor etmeyi, taahhüt etmiş;

Sulakalanlar dâhilinde doğal rezervler yaratmayı ve bunların korunması için yeterli önlemler almayı, iyi yönetimle uygun sulakalanlarda su kuşları nüfusunu artırmayı,

Araştırmayı ve bilgi alışverişini teşvik etmeyi, sulak alan araştırmaları, yönetimi ve korunması konusunda bilgili personel yetiştirmeyi,

Bir sulakalanın birden fazla akit tarafın topraklarına yayılması veya bir su sisteminin akit taraflarca paylaşılır durumda olması halinde; sözleşmenin getirdiği yükümlülüklerin uygulamasında birbirlerine danışmayı taahhüt etmişlerdir.

Türkiye, sulakalanlar bakımından Avrupa ve Orta Doğu’nun en zengin sulakalanlarına sahip bir ülkedir. Ülkemizde 1 milyon hektarı aşkın 250 civarında göl ve sulakalan mevcuttur. Çok önemli birer su kaynağı olan göller ve sulakalanlar insanın ve diğer canlıların yaşamında asla vazgeçemeyeceği en önemli kaynaklardan birisidir ve asla vazgeçemeyeceğimiz zenginlikleri de bünyelerinde barındırmaktadır.

Bu sözleşmeye ortam hazırlayan ve taraf olan ülkemiz, Göller Yöresi’ndeki ve ülkemizde sorunlarla boğuşan göllerimize çözümler bulmalıdır.

Göllerimizin boğuştuğu sorunlar:

1- Susuz olanlar

Antalya: Karagöl, Girdev, Müren, Küçükgöl, Manay, Sarıgöl, Kırkpınar, Keklicek, Nohut

Burdur: Genceli, Karadayı Sazlıklar, Kestel, Yazır, Akgöl, Mamak, Kurugöl, Beylerli, Karaevli, Heybeli Pınrabaşı

Isparta: Alparslan Gölü

Konya: Suğla, Arapçayı Sumra, Güvenç Gölü, Yarma Bataklığı, Hotamış Sazlıklar; Samsam Gölü, Akşehir Gölü, Karapınar Ovası, Ereğli Sazlıkları,

Mersin: Aynaz Bataklığı, Regma Bataklığı

Hatay: Amik Gölü

2- Yarısı kuru olanlar ve kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olanlar:

Antalya: Yamansaz, Çakalgölü (Boğazkent), Kocagöl – Boğazkent Kuş Cenneti

Burdur: Burdur Gölü, Yarışlı Gölü, Karataş Gölü Gölhisar Gölü, Acıgöl

Isparta: Eğirdir Gölü’nün kuzeyi Hoyran tarafı tehlikede, Kovada sularında azalma

Afyon: İscehisar Gölü, mermer tozu ve mermer kırıntılarından büyük risk altında.

2013 yılında kuru bir göl daha bulduk

Antalya Korkuteli yolu üzerinde, üzerinden karayolu geçen ve yine üzerinde bir benzin istasyonu bulunan, iklim değişikliğine bağlı olarak doğal yollarla son 20 yıl içinde kuruyan Nohut Gölü’nü yöre insanlarının verdiği bilgiyle tespit ettik. Dolayısı ile 2013 yılında göller yöresinde artık 66’dan fazla gölümüz olduğu ortaya çıktı, ancak bunun 36’dan fazlası susuz!

2013 yılında Gölhisar Gölü’ne dikkat çekiyoruz

Gölhisar Gölü’nde hızla kuruma olması nedeniyle 2013 yılında mercek tutacağız ve Gölhisar Gölü’nün yaşaması için çaba harcayacağız.

Bizler ‘2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’nde Susuz ‘Göllerimizi Geri İstiyoruz!’ ve ‘Göllerimiz Hayat Bulsun!’ talebimizle tüm yetkilileri göreve davet ediyoruz.

Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu