Ambulans Ne İşe Yarar?

Eh durum oldukça ilginç, olabildiğince çarpık. Öfkemiz dağlara değdi. Kendi kendimize boşuna homurdandık. “Kazanın günü mü olur? Kazanın tatili mi olur?” diye. Kimsenin umurunda değildi. Fethiye’den ambulans gelecek diye beklemekten başka çare kalmadı. Ayrıca bizde arabayı kesip yaralıyı çıkaracak malzeme ve eleman bulunur muydu? Yeğenim o gün Almanya’dan izine geliyordu, en çok o etkilendi kazadan.

“Almanya’da otobanlarda beş yüz metre ara ile kurtarıcı çağırma telefonlarının bulunduğunu, ambulansın en çok beş dakikada yetiştiğini, yanında itfaiye ve arabayı kesebilecek malzeme ve görevli kişilerin hazır olduğunu” anlattı. Fethiye’den ambulans gelince biz oradan ayrıldık. Elimizin, ayağımızın titremesi ve öfkemiz ise ertesi güne dek sürdü.

Biz, Dirmil’e doğru yola çıktık. Yolun iki tarafında yarışır gibi minareli mescitler, 500 metre ara ile sıralanmıştı. İnsan düşünmeden edemiyor. “Biz, insanları yaşama değil de, ölüme mi hazırlıyoruz” diye. Yaşatmak ve kurtarmak için fazla çaba ve masraf yapmazken, ölümle ilgili tüm hazırlıklar severek tamamlanıyordu.

Yaz tatili boyunca ilköğretim çağındaki çocuklar, kuran kursuna gidiyor. Okuma yazma bilen herkes isterse kendi kendine okuyamaz mı kuranı? Okuma alışkanlığı kazandırma çalışmaları yapılsa, ilk yardım, yüzme, güzel sanatlarla ilgili kurslar açılsa, insan sevgisi, çevre duyarlılığı sağlanacak çalışmalar yapılsa diye düşündüm.

Sonra kendi işini kendi görebilen tek ülke Küba geldi aklıma. Fabrikada işçiler çalışırken, içlerinden biri mikrofonla roman okurmuş. Çalışanlar hem dinler, hem de çalışırmış. Boşuna değil, kimseye muhtaç olmadan, ambargo hiç kalkmadığı halde sağlık, eğitim, sorunlarını çözmeleri. Halkının mutlu yaşamasını sağlamaları. Duyarlılıklarını koruyabilmeleri.

“Yatırım insana yapılmadıkça, ne çift minareli mescitler, ne de yaldızlı camiler bizi düzlüğe çıkarabilir” diye düşündüm. Giordano Bruno’nun dediği gibi: “Tanrı, iradesini hâkim kılmak için, yeryüzündeki iyi insanları kullanır. Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrıyı kullanır.” Sizce de öyle değil mi?