Ali Yapar, Veli Bozar

Vatandaşımız saksıyı çalıştırmak yerine kolayı yeğliyor. Tek yanlı bilgilenme ile kararını veriyor. Geçenlerde seçim sandığında pişti olduğumuzu sanan bir fanatik ‘Ağbi, Köyiçi’ndeki yolun yok yere kazılmasına; mantar gibi biten reklam panolarına, Misak-i Milli Meydanı’ndaki kertenkele yeşili parmaklıklara ne diyorsun’ diye sordu. Fazla yüz göz olmamak için Barış Manço usulü yanıt verdim:

‘Ali yazar Veli bozar küp suyunu çeker azar azar / Üzülmüşüm neye yarar keskin sirke küpüne zarar’ deyince bir şey anladıysam Arab olayım dedi. Bu alt yapısıyla her şeyi anlaması da olası değildi.

Şehircilik, uzun erimli planlama doğrultusunda bilimin, aklın ve medeni gereksinimlerin insan odaklı bileşkesidir. İlçemiz olağanüstü fiziki çeşitlilik gösteren bir topografya üzerinde kurulmuştur. Özetle Bağlar Bölgesi iki büyük su kaynağı ile irili ufaklı çıkma suların oluşturduğu geniş bir platoda; şehir ise suyollarının şekillendirildiği vadi yamaçlarında, yüzyılların imbiğinden geçen bir yaşama sanatı örneğidir.

Bu bağlamda dereler, yollar doğal zemini oluşturur. Doğal zeminin bozulması, yükseltilmesi, önünün kesilmesi ona göre şekillenen yapı topluluklarını etkiler.

Örneğin: Bağlar’da yollar, su arkları. Şehirde Arnavut kaldırımı döşeli sokaklar beton, asfalt, parke kaplanarak yükseltilmiş; yapılarla yol formu (ortasındaki eğim) ve genel görünüm arasındaki altın oran bozulmuştur.

Sonuçta Safranbolu evlerinde eşik yol kotunun altına düştüğünden yağmur ve kar suları, toz toprak yapıların içine girmektedir. İşyerlerinde de aynı sorun görünmektedir.

Köyiçi’nde yol kotunun düşürülmesi yani eski konumuna göre kazılması çok önemli ve gerekli bir ‘İlk’tir. Yaygınlaştırıldığında eski doku ve kent estetiğine kavuşmak hiçte zor olmayacaktır.

Reklam panoları tüketim kamçılayıcı olmakla birlikte sağlıklı bilgilendirme ve iletişim yöntemidir. Temiz ve estetik görünümü vardır. Alınan ücret ekonomik ise verimli bir hizmet sunumudur. Çevre kirliliğini de bir nebze önler

Kertenkele yeşili renkteki parmaklıklar zeminle uyumlu olduğu için estetiktir. Reklam panoları ile parmaklık boyalarının bir sponsoru varsa; ancak bir çıkar ilişkisi yoksa akıllı bir kaynak yaratımıdır.

Bu üç örnek bilimin ve aklın süzgecinden geçirildiğinde önyargılı olmanın zarar ve yararını anlayabiliriz. Bu örneklerde ‘hiç kusur yok mu’yu da düşünmeliyiz.

Yıllardan beri süregelen ‘Yap – Boz’ ‘Gereksiz kaynak savurganlığı’ ve ‘Önceliksizlik’ diye tanımlayabileceğimiz ‘Kel Başa Şimşir Tarak’ uygulamalarından da nasibini aldı bu güzelleri güzeli şehrimiz. İyi planlama, bilgilendirme ve kaynakları verimli kullanma gerçekleştiğinde düşünme yetimizi çok yönlü sorgulayarak geliştirmemiz kaçınılmazdır.

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş