Alakır Yine Tutsak!

On binlerce yıldır Alakır Vadisi’ndeki tüm canlılara yaşam taşımış olan Alakır Nehri’nin, Dedegöl Enerji’nin Kürce HES’inin karanlık borularında son 2 yıldır süren esaretinin ardından mahkemece alınan yürütmeyi durdurma kararıyla 22 gündür süren özgürlüğü, 20 Mart 2013 Çarşamba itibariyle yine mahkeme kararıyla son buldu.

Aylarca ittire kaktıra rica minnet uygulatılan yürütmeyi durdurma kararının ardından alınan yürütmeyi durdurmanın iptali kararı bu sefer jet hızıyla uygulanarak Kürce HES baraj kapakları kapatıldı. Böylece Alakır Nehri tekrar karanlık borulara hapsedilip, ait olduğu ve can kattığı tüm canlılardan çalınarak, sadece birkaç kişinin maddi menfaati uğruna, vadideki tüm canlılar tekrar susuzluktan ölüme mahkûm edilmiş olundu.

Mahkeme bu kararını ‘süre aşımından verdi.’ 1 yılı aşkın süredir devam eden davada mahkemeye sunulan onca bilirkişi raporu ve bilimsel belgenin hükmü yok sayılarak davayı açanların proje konusunda önceden haberi olduğu ve 60 günlük dava açma süresinin aşıldığına karar verildi. Buna göre dava açan hiç kimsenin görme imkânı olamayacağı bu projeyle ilgili bilginin valilik ve kaymakamlıktaki bir ‘pano’da
‘askı’ya dava açılmadan çok önce çıktığı söylendi.

Hatırlanacağı üzere Kürce HES 1 – 2 – 3 diye durmadan değişen ve tüm bu projeler hakkında açılan davaların kazanılmış hakları peşinden koşarken ve bu konu hakkında suç duyurularında bulunurken gelen cevaplarda ‘Kürce HES 1 – 2 – 3’ü durduramayız çünkü artık o Kürce HES 4 denmişti. Basında ‘Alicengiz oyunları’ olarak yer alan bu bilgilendirmenin hemen ardından açılmıştı dava. Çünkü konuyla ilgili olan tüm davacılar ancak bu şekilde konudan haberdar olmuşlardı. Şimdi anlaşılan ise ‘Alicengiz’ oyununu dahi aşan bu yeni süreçte başta dava açılmasını kabul eden mahkeme, bir sene süren ve yürütmesinin durdurulması kararıyla mühürlenen Kürce HES’i ancak bu ayak oyunlarıyla kurtarılabilineceğine karar verdi.

Çünkü diğer tüm bilimsel ve hukuksal gerçekler davacıların yani Alakır’ın tüm
canlılarının lehineydi. Zaten bu yüzden davalar kazanılıyor ve yürütmeyi durdurma kararlarıyla santral mühürleniyordu.

Peki, şimdi ne oldu? Tüm o bilimsel ve hukuksal gerçekler yok sayılarak, ‘süre aşımı’ gibi bir oldubittiyle onca canlının yaşamı hakkında karar verilebilindiğine şahit olundu. 3 kişilik mahkeme heyetinden biri bu zorlama karara ‘şer’rini koyarak ‘davacıların valilik ve kaymakamlıktaki panoları takip etmesi beklenemez, onlar bu konuda ne zaman bilgi sahibi oldularsa o zaman hukuki süreç başlar’ dedi. Ancak
diğer iki hâkimin karşı oyu sayesinde oybirliği olamadan ‘oy çokluğuyla’ Kürce HES projesinin kurtarılma planı yürürlüğe konarak, aynı zamanda susuzluktan telef olacak olan onbinlerce canlının idam hükmü de verilmiş oldu.

Karar ‘süre aşımı’ değil! Alınan bu karar; ‘Alakır Vadisi’ndeki onbinlerce canlıyı susuzluktan yok edebilirsiniz’ demeye gelen bir soykırım kararıdır! Hep dediğimiz gibi; şahsi menfaatleri uğruna gözü dönmüş bir şekilde, onbinlerce canlının katli ve onların vebaliyle her türlü ayak oyununu beklediğimiz bu vicdansız projelere ve yaratıcılarına karşı mücadelemizi son nefesimize kadar devam edeceğiz. Kararı derhal temyiz edeceğiz.

İnsanlığın, Anadolu’nun ve adaletin içinde bulunduğu dünya gerçeklerinin farkındalığıyla, tüm canlıların yaşam hakkı hakikatiyle, 49 yıllığına birilerine peşkeş çekilmiş tüm canlıların ortak kullanımındaki sulara karşı yürütülen bu soykırım projelerine karşı bizlerde gerekirse 49 yıl mücadelemizi vereceğiz.

Gün olacak devran dönecek! Öyle ya da böyle tüm nehirler bütün canlılara er ya da geç özgürce akacak! Yaşam mücadelesine devam!

Alakır Nehri Kardeşliği