Alakır Vadisi’ndeki Yaşam Savunucuları ‘Komplo’ Çemberinde!

Alakır Nehri Kardeşliği’nden (ANK) Birhan Erkutlu ‘Adli Kontrol Altına’ alınarak tutuksuz yargılanmak üzere ‘şimdilik’ serbest.

10 yıldır sadece ürettiğini tüketerek doğaya uyumlu bir şekilde yaşayan ve Alakır Vadisi’ndeki tüm canlıların ortak tek yaşam kaynağı olan Alakır Nehri’ni tamamen kurutan Hidroelektrik Santralleri’ne (HES) karşı barışçıl ve hukuksal mücadele yürütenlerden biri olan Birhan Erkutlu, HES şirketi ve jandarma tarafından hakkındaki kasıtlı, maksatlı ve yalan ‘suç duyuruları’ yüzünden hapis cezasıyla karşı
karşıya.

30 Mayıs 2013 Perşembe sabahı, hakkında çıkarılan yakalama kararının ardından Kumluca Jandarması’na ifade vermeye giden Alakır Nehri Kardeşliği’nden (ANK) Birhan Erkutlu, hakkında suçlamada bulunan jandarma gözetiminde Kumluca Adliyesi’nde savcıya ifade vermesinin hemen ardından tutuklu yargılanması talebiyle derhal mahkemeye sevk edildi.

Senelerdir Alakır Vadisi’nden çıkmayan Birhan Erkutlu, ‘kaçma şüphesi’ iddiasıyla jandarma gözetiminde hemen mahkemeye çıkarılarak, 20 km’si bozuk toprak, 40 km’si heyelanlı asfalt olmak üzere 60 km’lik tehlikeli dağ yolundan 1,5 saatlik araba yolculuğu uzaklıktaki toprağından haftada bir gün gelerek jandarmaya imza verme şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

HES’lere karşı yürütülen hukuksal mücadelenin davaları dışında senelerdir Alakır’dan dışarı neredeyse hiç çıkmayan Birhan Erkutlu’nun haftada bir gün yapması şart koşulan bu zorlu yolculuğu karşılayabilecek maddi bir geliri de olmadığından ve yaşamsal besinini sağlayan hayvanlarıyla bahçesini de bırakamadığından hapis cezasıyla karşı karşıya.

Birhan Erkutlu’yla ilgili, biri Alakır Nehri’ni kurutan Dedegöl Enerji’nin proje müdürü Gökhan Göktaş, diğeri bu konuyla ilgili jandarmanın ifadesini almaya geldiğinde Alakır’da yaşanan provakatif olaylar nedeniyle jandarma tarafından açılan iki ayrı hakaret davası birden yürütülmektedir.

Birhan Erkutlu yaptığı açıklamada ‘Hakkımdaki iddiaları yanıtlayabilmem için bana hiç fırsat verilmedi. Saatlerce bir suçlu gibi aç ve susuz gözetim altında tutuldum. Savcıların tavrı benim hakkımda çoktan hükmü verdikleri şeklinde ve çok kabaydı. Bizlere reva görülen bu aşağılayıcı, tahrik edici, yanlı ve çoktan kararı verilmiş bu hukuk sahnesi sergilenirken aklımda sadece aynı anda Taksim’deki ağaçlar için
mücadele veren kardeşlerim vardı. Onlar sadece bir kaç ağaç için değil, yaşam hakkı ve özgürlük için mücadele veriyorlar. Benden beklenen o imzayı Taksim’de tüm kardeşlerimle birlikte baskıya, adaletsizliğe ve bir soykırıma dönüşen tüketim toplumunun yıkımlarına karşı atmayı çok istiyorum. Bu çevresel, kültürel, sosyal, hukuksal soykırımlar, bu öfke, bu kin, bu şiddet ve baskılara artık yeter demenin vakti çoktan geldi. Hiçbirimizi yıldıramaz, hiçbirimizi korkutamaz, hiçbirimizi sindiremezler. Yaşamı, adaleti ve özgürlüğü savunan herkesi Taksim’e bekliyoruz’ dedi.

Alakır Derneği Başkanı Mehmet Başar hakkında da Alakır’da HES’leri bulunan ADO şirketi çalışanı Kemal Heybeli tarafından gizlice alınan bir ses kaydında şirket hakkında köylülere ‘Bu şirketlere inanmayın. Yalan söylüyorlar. Onlar sizin suyunuzu çalmaya geliyorlar’ dediği iddiasıyla ‘şirkete hakaretten’ 10,5 ay hapis cezası verilmişti.

Alakır’daki yaşam savunucularına karşı yürütülen bu baskı politikalarına karşı Alakır Nehri Kardeşleri kenetlenerek örnek bir dayanışma içine girdiler. Herkesin bu haklı yaşam mücadelesine daha da sarılmasına yol açan bu son gelişmelerden sonra Alakır Nehri Kardeşleri hiçbir baskının onları yıldırmayacağını aksine daha da güçlendireceği konusunda açıklamalarda bulundu.

Alakır Özgür Akacak!

Alakır Nehri Kardeşliği

alakir