Akkuyu’da Nükleer Santral İçin Yapılan ÇED Toplantsı Göstermeliktir

Akkuyu’dayapılmak istenen nükleer santral ile ilgili yapılacak ÇED toplantısı göstermelik bir toplantıdır.

Dünyada ÇED ortaya çıkışı, yapılacak faaliyetlerin doğaya ve o ortamı kullanan tüm canlılara etkisinin olup olmadığını ortaya koymaktır. Bilimsel veriler ışığında ortaya çıkan sonuçların ardından halkın ne düşündüğünün de anlaşılmak istendiği bir toplantı özelliğini taşıması gerekir.

Bundan daha da önemlisi, son karar olarak halkın görüşlerinin alınmasıdır. Halkın görüşleri karar verme sürecinde en önemli kriter olarak benimsenmiştir.

Türkiye’de ÇED yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinin ardından, başlangıçta halkın görüşlerine önem verilirken, sonradan doğaya zarar veren faaliyetlerin artması sonucu halkın karşı çıkışları yükselince ÇED yönetmeliğinde değişiklik yapılmış ve halkın görüşü göstermelik olarak alınan bir düzmeceye dönüşmüştür.

Yapılan değişikliğin ardından ÇED sürecinin artık hiçbir önemi kalmamıştır ve ÇED toplantıları istenilen faaliyetin yapılması için resmi bir prosüdür olma özelliği taşımaktadır.

ÇED yönetmeliğinin kendisinin tartışıldığı bir dönemde, sadece prosüdürü yerine getirmek üzere yasalarda varlığınısürdüren ÇED toplantısı Akkuyu’da hükümsüzdür.

Yaşanan olaylar, Hükümet’in, ne pahasına olursa olsun nükleer santral yapma despotluğunun bir göstergesidir.

Hükümet, daha bir yıl önce, Japonya’da, bütün dünyanın gözü önünde ortaya çıkan nükleer santral patlaması olmamış gibi bir tutum takınmıştır.

Şimdi de göstermelik bir toplantı yaparak toplantıya emir komuta zinciri içinde var olan kişi ve kurumları davet etmiş ve psikolojik baskı ortamı oluşturmuştur.

Tam 35 yıldır bölge halkına nükleer santral yapmak için zaten değişik türde baskılar yapılmaktadır.

Öncelikle nükleere karşı çıkan bölge halkı, gelişme ve çağın gereksinimlerinden oldukça uzak tutulmuştur.

Hiçbir iş sahası açılmayan bölgede, Akdeniz’in en kıymetli tarım toprakları olmasına rağmen tarımda bile desteklenmeyerek, tek çare nükleer santralmiş gibi gösterilmiştir.

Ardından bölge insanları sadece belediye de işe alınmış, belediyenin şişen kadrosu nedeniyle de kadro şişti denilerek, başka belediye ve işyerlerine dağıtılarak köy yavaş yavaş boşaltılmaya tabii tutulmuştur.

Bölgede nükleere direnç olmaması için her türlü psikoljik ortam hazırlanmaktadır. Tüm bu gelişmelerin ardından en son Başbakanlık genelgesiyle tüm devlet kurumlarının nükleer santral ile ilgili her türlü gereksinimin en hızlı biçimde karşılanması gerekliliği vurgulanarak, bir başka psikolojik baskı daha ortaya konmuştur.

– Böyle birortamda yapılan ÇED toplantısının hiç bir hükmü olamaz.

– Çağın gereksinimine yanıt vermeyerek acz içeren ÇED toplantısı anlamsızdır.

– Bizler, Akkuyu nükleere kurban değil olsa olsa geçit vermez dağlar olacaktır diyerek santrali yaptırmayacağız diyoruz ve bu amaçla 29 Martta Akkuyu’da ÇED’in anlamsılığını haykırmaya gidiyoruz.

Antalya Nükleer Karşıtı Platform