Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED Raporu Sınıfta Kaldı

temavakfi sirtcantam

Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED Raporu, İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından 1 Ekim Salı günü Ankara’da yapılan toplantıda değerlendirildi. Raporda nükleer santralin yaratacağı ekolojik tahribata ve insan sağlığını tehdit edecek olumsuzluklara yer verilmemesi, itiraz ve tepkilere neden oldu.

Mersin’in Gülnar İlçesi’ne bağlı Akkuyu Mevkii’nde yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santrali’nin ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) Raporu İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu Toplantısı, Ankara’da yapıldı.

Toplantıya; davetli üniversiteler, TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu), Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi 58 farklı kurumdan oluşan komisyon üyeleri ile toplantıya katılımı talep eden ve ‘misafir’ statüsünde olan sivil toplum kuruluşları katıldı.

TEMA Vakfı, Greenpeace Akdeniz, Ekoloji Kolektifi Derneği, Mersin Nükleer Karşıtı Platform ve Tabipler Odası’nın yer aldığı toplantıda, ÇED raporunun sunulmasının ardından sivil toplum katılımcılarının yorum ve soruları alındı. Verilen ara sonrasında, toplantı sivil toplum kuruluşlarına kapalı oturumda devam etti.

Toplantıda söz alan TEMA Vakfı, Akkuyu nükleer santralinde VVER1200 modeli reaktörün kullanılacağına dikkat çekerek, bu durumun ÇED raporundaki önemli ölçütlerden birisi olan ‘sınanmışlık’ maddesini ihlal ettiğini vurguladı.

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nde kullanılacak reaktörün Hindistan’da (Kudankulam) 10 yıldan beri devreye girmeyen, İran’da ise henüz deneme aşamasındayken ana pompaları parçalanan VVER 1000 reaktörü ile aynı özelliklere sahip olduğunu belirten TEMA Vakfı, komisyon yetkililerine reaktörün nasıl güvenli olarak tanımlandığı sorusunu yöneltti.

Toplantıya katılım gösteren diğer kuruluşlar da ÇED Raporu’nda nükleer atıkların nasıl bertaraf edileceğine değinilmemesini eleştirdi. Raporda nükleer enerji santralinin ömrünü tamamladıktan sonra nasıl söküleceği ile ilgili bilgilerin paylaşılmamasının, raporu kabul edilemez hale getirdiği belirtildi.

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali için 220 bin ağaç kesilecek

Akkuyu’da kullanılacak reaktörün Dünya’da henüz bir örneğinin bulunmaması, sadece Rusya’da prototip düzeyinde inşasına bu yıl itibariyle başlanması, TAEK’in kriterlerinde yer alan nükleer güç santralinin güncel ve kanıtlanmış teknolojik yenilikleri kapsaması gerekliliğine de ters düşüyor.

Raporda santralin deşarj suyunun deniz sıcaklığında yaratacağı etkiler belirtilirken, denizden alınan ardından da sıcaklık derecesi arttırılarak, yaklaşık 20 – 30 dakika ara ile tekrar denize verilerek sirküle edilecek soğutma suyunun, denizdeki canlı yaşamını nasıl etkileyeceği ile ilgili veriler de yer almıyor.

Soğutma suyuna sürüklenen ya da haşlanan larva ve diğer canlılar ile ilgili bilgilerin kapsama alınmadığı ÇED raporunda, proje için kesilecek 220 bin ağaç, bilimsel kriterlere dayandırılmadan Bu önem ve büyüklükteki bir proje için kabul edilebilir’ olarak nitelendiriliyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç “Akkuyu’ya kurulacak nükleer santral doğal yaşam alanlarının yanı sıra sit alanları, orman alanları ve tarım arazileri üzerinde olumsuz etkiler yaratacaktır. Planlanmamış atıklar ve nükleer güvenlik sorunları Türkiye’yi bir nükleer kaza felaketine sürükleyebilir. TEMA Vakfı olarak, Fukuşima ve hala hafızalarımız tazeliğini koruyan Çernobil gibi geliyorum diyen felaketleri yaşamamak için; ne Akkuyu, ne Sinop, ne İğneada ne de ülkemizin herhangi bir köşesinde nükleer santral yapılmaması gerektiğini savunuyoruz. Enerjide bağımsızlık ve kendi kendine yeterliliğe giden yolun önce enerji verimliliği, beraberinde de temiz, yenilenebilir ve yerel enerjiden geçtiğini hatırlatıyoruz” dedi.