Ahmetler İçin Basın Açıklaması

ahmetler sirtcantam

Ahmetler direniş çadırlarında bugün itibariyle 5 gündür süren direnişimiz devam ediyor. HES şirketinin inşaata başlama girişimiyle birlikte, bölgede gece gündüz direnişimiz sürmektedir ve de HES’çileri topraklarımızdan el çektirinceye kadar da devam edecektir.

6 Ekimde başlayan mücadelemizin geçmişi 2011 yılına dayanmaktadır. Bölge halkı olarak sürdürdüğümüz mücadelenin nedenleri ise şunlardır:

Ahmetler’de HES Neden Yapılamaz?

Bölge, Akdeniz Bölgesi’nin tipik bütün özelliklerini taşımaktadır ve Akdeniz Bölgesinde yaşam suya bağlıdır. Bölgeye genel olarak yılda yaklaşık 6 – 8 ay yağmur almaz ve ancak derelerin taşıdığı suyla yaşam devam eder. Bu nedenle bu bölgede suya asla el sürülemez…

Yaşamın sürekliliği için elzem olan su asla ve asla köylüden alınamaz ve de HES’ler üzerinden alınır-satılır meta haline getirilemez!

Ahmetler doğanın bölgeye sunduğu nimettir.

Bölge tam anlamıyla bir doğa harikasıdır. Bölgenin geneli Akdeniz’in tipik orman dokusu olan kızılçam ormanlarıyla kaplıdır. Akdeniz’in iklim kuşağından kaynaklı olan her bölgesinde olduğu gibi burada da yüzlerce değişik bitki örtüsü yaşar. Bu bölgede defneden kekiğe; çitlembikten sütleğene kadar her türlü orman ve makiliklerden oluşan bitki mevcuttur. Endemik bitki sayısı bilinmemekle birlikte böyle bir coğrafyada endemik olmazsa olmazıdır ve bölgenin milli park-sit alanı ilan edilmesi için bütün şartlar mevcuttur ve kesinlikle korumaya alınmalıdır..

Ahmetler Kanyonu başlı başına sanat eseri ve milli değerdir.

Bir ülkeyi gönendiren asıl değer doğal değerleridir. Ahmetler’de suyun milyonlarca yılda oyduğu muhteşem bir kanyon vardır. Bu kanyonun kendisi bile hiçbir insanın asla el süremeyeceği bir milli değerdir. Ahmetler Kanyonu bile tek başına hesin anlamsızlığını ortaya koymaktadır. Kanyon, estetik peyzajdan, doğa sporlarına, içinde var olan balık ve sucul yaşamadan çevresinde var ettiği diğer canlı türlerin kadar her bir faktörle ayrı ayrı önemli ve değerlidir.

Ahmetler Kanyonu çevresinde 6 bin insan yaşamaktadır

Ahmetler Kanyonu; su, bitki, canlı yaşamı ve toprak değeriyle bölgedeki Ahmetler, Fersin, Hacıobası, Gebece, Hacıisa ve Güçlüköy ve diğer köylerle birlikte, 6 bin insana yaşama olanakları sunmaktadır. Bu olanağı geleneksel olarak sürdürdükleri tarım yöntemleriyle tahrip etmeden kullanan köylüler, ekmeğini bölgenin değerlerinden kazanmaktadır. Buraya yapılacak HES bölge insanına vurulacak en büyük ekonomik, sosyal ve psikolojik darbe olacaktır.

Ahmetler’de bu şirketin 3 kez inşaata başlama girişimi

Ahmetler’de bu şirketin ısrarla HES yapma girişimi ne yazık ki; sürmektedir. Daha önce köylüye silah sıkılmış ve 3 köylü atılan taşlarla yaralanmıştır. Bu kez de yine gece karanlığında silahlar sıkılmış ve defalarca yaşanan arbede esnasında da 2 kadın baygınlık geçirmiştir.

Asıl üzerinde durulması gereken konunun ise; bu şirketin neden bu kadar ısrarcı olduğudur.

Bu ısrarın arkasındaki esrarengiz durum nedir?

Bu gücü kim veya kimlerden almaktadır?

Köylüye silah sıkma cesaretini kimlerden almaktadır?

600 yıldır huzur içinde yaşayan köylerde huzuru bozma cesaretini kimlerden almaktadır? Milyonlarca yılda oluşmuş doğal değerleri pervasızca bozma cesaretini kimlerden almaktadır?

Bu soruların yanıtları ne yazık ki hala verilememiştir.

Ahmetlerde 2 kez şirket değişti

Bu şirketten önce yine bir başka şirket aynı yerde HES yapma girişiminde bulunmuş ve her nedense, satış yaparak HES yapma işini bu şirkete devretmiştir. Doğal değerlerin satışı hangi mantıkla mümkündür ve doğal değerler neden şirketlere satılır? Bu soruların yanıtları da ne yazık ki hala bilinmemektedir. Çünkü bunu anlamak mümkün değildir ve de insanı ve vicdani değildir.

Ahmetler’de kanyonda çadırlı direniş 5 gündür sürmektedir.

Ahmetler’de daha önce de HES yapma girişiminde bulunan şirket, bu kez bölgeye jandarmanın sağladığı güvenlikle girmeye çalışmıştır. Yine her türlü pervasızlığı ortaya koyan şirket; jandarmadan cesaret ve güç alarak, halka, gece yarısı yine silah sıkmıştır. Bu durum karşısında köylü ne yazık ki; daimi olarak direniş yapmaktan başka bir seçenek bulamamış ve çadırlarla bölgede yaşamayı seçerek, çadırlarla direnişin obasını kurmuştur.

Kanyonda ne yazık ki; ağaç katliamı yapılmıştır.

Bölgeye jandarmayla korumasıyla giren şirket ne yazık ki bölgede ciddi bir ağaç katliamı yapmış görünmektedir. İş makinelerinin gürültüsünden anladığımız kadarıyla da zeminde de ciddi bir tahribat yapmıştır. Oysa bölgede kesilen her ağaç köylü demektir. Bölgede kazılan her toprak köylü demektir. Bölgeye vurulan her kazma köylüye vuruluyor demektir. Bölgede ölecek her canlı geleceğimizin yavaş yavaş öldüğü göstermektedir.

Ahmetler’de hukuki direnişi

Ahmetler’de daha en başından bu yana hukuki girişimler de sürmektedir.

Ancak bunca mücadeleye rağmen ÇED gerekli değildir kararıyla, daha doğrusu bir trajediyle karşılaşmıştır. Yukarıda anlattığımız doğal, kültürel ve beşeri zenginlik eğer hukukta bir taşımıyorsa ve bu değerleri korumak adına, toplum adına görev yapan Çevre ve Orman Bakanlığı’nın işlevini sorgulamak ve yeni baştan hukuku de ele almak gereklidir.

Çadır direnişine ziyaretler sürüyor

5 gündür sürdürdüğümüz çadır direnişimize destekler ziyaretler olarak da devam ediyor. Bugün Manavgat ve çevre köylerden ziyaretlerle destekler devam etmektedir.  Destek veren tüm köylüler ve doğaseverlere teşekkürler ediyor ve bizler; içinde yaşadığımız bölgemizi sonuna kadar koruyacağımızı bir kez daha deklere ediyor ve hiç bir baskının bunu engellemeyeceğinin bilinmesini istiyoruz!

Ahmetler Köylüleri

A Platformu (Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu)