Ağrı Dağı’nın Eteğinde Güvercinler Uçmuyor Artık

2011 – 2012 yılları arasında Aralık Kaymakamlığı ve Iğdır Üniversitesi’nin ortak olduğu ‘Nuh’un Çiçekleri’ isimli bir projede yer almıştım. Proje; Ağrı Dağı’nın florasını ortaya çıkarmak amacı ile dönemin Aralık Kaymakamı Mehmet Fatih Çiçekli’nin bölgeyi kalkındırmak amacı ile ortaya koyduğu bir hamle idi.

nuhun cicekleri sergisi ve riza kinu

Ülkemizin her yanı proje çöplüğü olduğu bir ortam da, gerçek anlamda bir kırsal kalkınma hamlesi olan Nuh’un Çiçekleri projesini uygulama alanı Ağrı Dağı’nın tamamı idi.

nuhun cicekleri sergisi ve ismail sahinbas

Küçük adımlarla başlamış olduğumuz proje öyle bir hal aldı ki; yaptığımız işin aslında Cumhurbaşkanlığı projesi olduğunu sonradan öğrendik. Dönemin Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ün Iğdır ziyareti sırasında kendisi onuruna bir de sergi açtık.

abdullah gul ve mehmet fatih cicekli

İki yıla yakın bir süre çalışma yaptığımız projeye İztv’de Sırtçantam kuşağında bir belgesel çektik. Ardından projeyi Sırtçantam dergisine kapak konusu yaptık. Ve projenin görsellerinden oluşan bir yayın da hazırlamayı başardık.

abdullah gul fatih cicekli ismail sahinbas amir ates

Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Serdar Bulak Yaylası, Pamuk Dağı, Aras Havzası, Korhan Yaylası ve Karasu’da çok sayıda çiçek türünü belgeledik. Hatta Serdar Bulak Yaylası’nda yeni bir türe rastladık. Ekibin bilimsel tarafından proje katkı sağlayan Yusuf Zeynalov Hoca’mız bu yeni türe Ağrı Dağı Kazankulbu ismini verdi.

Fotoğrafçı ve yayıncı olarak yer aldığım projede dağda terör gurubuyla yaşadıklarım, geçirmiş olduğumuz trafik kazası ve işin zorluğunu kendi anılarım içerisine gömdüm. Şehit olmaktan çekinmeyen ve bunu inançları doğrultusunda büyük bir mertebe sayan bir devlet insanı ile çalışmanın ve Iğdır’da gerçek anlamda dostlarla birlikte hareket etmenin keyfini ve onurunu da kendime sakladım.

Şu günlerde televizyondan benim hür olarak gezdiğim alanların çatışma alanı olduğunu görmek üzüntü veriyor. Korhan Yaylası’nın üst kısmında huş ağaçları ve titrek kavakların olduğu kayalık bir alan var. En güzel çiçekleri orada çekmiştim. Daha sonra anladım ki gidilmesi en tehlikeli yerde saf ve masum bir şekilde çalışmalar yapmışım.

Ekip arkadaşlarımızla çiçekler peşine koşarken üzerine bastığımız toprakların büyük tehlikeler içerdiğini hiç görmemişiz. Dağa bakıp ta söylediğim; ‘Ağrı Dağı Eteğinde Uçan Güvercin Olsam’ türküsünü anladığım kadarıyla uzun bir süre söyleyemeyeceğiz.

Yazılacak o kadar çok konu var ki; duygularım kalbimden beynime doğru giderken düğümleniyor. Ayak bastığım topraklardan gelen şehit haberleri ile sarsılıyorum.

Şimdi artık bu topraklarda uçan güvercinlere yer yok. Yazık, çok yazık…

İsmail Şahinbaş