Acının Paneli

Kadın Yazarlar Derneği üyelerinden yazar Sevim Korkmaz Dinç, ÇEKEV’den (Çiğli Ev Emekçisi Kadın Derneği) Kızbes Aydın, İstanbul’dan yazar Gülser Han Akkaş konuşmacıydı. Programı Kâmile Yılmaz sundu. Konu 12 Eylül’ü anlatan, ‘Tanıklıklarla 12 Eylül kadınlar Anılarını Paylaşıyor’ kitabının tanıtımıydı. KYD’nin ilk projesiydi.

Derneği kuran kadınlar, 12 Eylül’de yaşananların zaman geçtikçe unutulduğunu, tanıkların yavaş yavaş bu yaşamdan göçüp gittiğini düşünerek, bu yola çıktılar. Elbette bu acılarla yeniden yüzleşmek, başkalarıyla paylaşmak hiç kolay değildi. O nedenle yayınlanan bu ilk ciltte yalnızca 45 anı vardı. Oysa 12 Eylül’ü yüzlerce kitap anlatsa yeter miydi? Kadınlar kendilerine uygulanan, bu insanlık dışı davranışların utancını, uygulayanlar adına taşıyor, kimseyle paylaşmıyordu. Paylaşılmayan acıların korkusu ise yürekleri terk etmiyordu. Korkuyu kovalamak, özgüvenimize yeniden kavuşmak için paylaşılmalıydı.

Dinlemeye gelen konuklar, güzel bir Pazar günü denize giderek serinlemek yerine salonda oturup nefeslerini tutarak, tanıklıklarını anlatan yürekli kadınları dinlediler. Salonda 100 kişi vardı. Gözlerin ve yüzlerin ışığı umutlarımızı çoğaltıyor, geleceğe dair içimizde bir dal yeşertiyordu. Yalnız olmadığımızı, geleceğe dair daha çok yapacaklarımızın olduğunu sevgi dolu gözlerle bize anlatıyorlardı. Bu hem konuşmacıları mutlu etmiş, hem de salon dolmazsa diye yüreğime dolan kaygıları uçurup gitmişti. Buradan panele katılan herkesi sevgiyle kucaklıyor, teşekkür ediyorum.

İlk konuşmacı olan Sevim Korkmaz Dinç, “24 Ocak kararlarıyla başlayan 12 Eylül politikaları, geleneksel ataerkil düşünce sistemini, ayrımcılık ve eşitsizlik üzerinden kadınlara ve çocuklara yine kadınlar aracılığıyla uyguladı. Bu süreçte kadın yaşamları ve deneyimleri daha örtülü daha değersiz hale getirilmeye başlandı. Çünkü eril sistem, varlığını ancak kadınların sessizliği ve görünmezliği üzerinden pekiştiriyordu. 12 Eylül’den sonra örgütlü ve sempatizan kadınlar yaşamın bir çok alanında direnmeye ve eril sistemi dönüştürmeye devam ettiler ve ediyorlar” dedi.

Kızbes Aydın, “12 Eylül sadece işkenceler ve baskılar değil, bugünün şekillenmesidir. IMF’nin baskısıyla alınan 24 Ocak kararlarını önce Demirel’e uygulatmak istediler. Demirel “Ben bunu uygularsam, bir oy bile alamam” dedi. O zaman oy kaygısı olmayan birilerinin uygulaması gerekiyordu, darbecilerin de oy kaygısı yoktu” dedi. 12 Eylül’de kendisinin yaşadıklarını bizimle paylaştı. Bir yaşındaki bebeğine uygulanan şiddeti anlatırken, her ne kadar kendisi gülümseyerek anlatsa da, dinleyenlerin gözleri bulutlandı. Çünkü insan olanın böyle bir şeyi yapması mümkün olabilir miydi?

Gülser Han Akkaş, babası polislerce götürülen bir çocuğun nasıl susup konuşmadığını, o travmayı yıllarca taşıdığına olan tanıklığını paylaştı.

Sevim Kamburoğlu, belki de ilk kez gördüğü işkenceyi başkalarıyla paylaştı.

Bunların hepsi acıydı, ama paylaşılması gerekiyordu. Özellikle gençlerimizin öğrenmesi, geleceklerini örerken, bu kuyulara düşerek, tarihin yinelenmemesi gerekiyordu. Unutmamak, unutturmamak için anlatılmalıydı.

Her eylül ayında acılara bulanmak yerine, güzün romantikliğini, güzelliğini paylaşmak, acı türküleri yerine sevda şiirleri okuyacağımız günlere ulaşmak umuduyla.