2011 Yılında Dünyada ve Türkiye’de Çevre Adına Neler Yaşandı? – 1

Zaman hızla akıp gidiyor ve giderken de iyi ya da kötü birçok olayı, sayısız hatırayı da peşi sıra sürüklüyor. Her geçen sene, yaşantımız üzerinde, sosyal çevremizde, yaşadığımız ülkede ve dünyada derin izler bırakıyor…

2011 yılında da bu döngüyü hep birlikte yaşadık, diğer gelişmelerden ayırırsak, çevre adına, doğa adına, iklim adına birçok negatif olaya tanık olduk…

Gezegenimizin alarm verdiğini, kırmızı uyarının eşiğinden adım attığımızı, beklenen sürelerden çok önce yani zamansız gelen küresel iklim felaketlerini, yedi milyara varan taşınamaz nüfus rakamını, buna bağlı olarak yaşanan global ekonomik krizi, Arap Baharı adıyla yaşanan kalkışmaları ve iç savaşları, kuraklığın ayak seslerini, yerküreyi denize döndüren selleri ve su baskınlarını, depremleri, tsunamiyi, nükleer korkuyu hep birlikte yaşadık, yaşananlara tanık olduk…

Bu kısa girişten sonra konuya geçersek, bakın 2011 yılında dünyada ve Türkiye’de, çevre, doğa ve iklim adına ne gibi gelişmeler yaşandı!

Buzullar eriyor!

Gezegenimizdeki tüm buzullar, beklenin iki buçuk katı hızla eriyor. Bu erimeye, Kuzey Kutbu, topraklarının üçte biri buzullarla kaplı olan Grönland, Patagonya, Rusya ve Kanada kıyı buzulları, Himalaya Dağları buzulları, Hindikuş – Tibet buzulları, Fransız ve diğer Avrupa Alpleri buzulları, Doğu Karadeniz ve Kaçkar Dağları buzulları, Ağrı Dağı buzulları, Erciyes Dağı buzulları, Hakkâri Cilo Dağları buzulları ve dünyanın ve Türkiye’nin tüm dağ buzulları dâhil.

NASA’nın son gözlem sonuçlarına göre, Kuzey Kutbu, 2010 – 2011 yılları arasında 430 milyar metreküp buzulunu kaybetti!

Önümüzdeki 30 – 40 yıl içerisinde, Arktik Okyanusu’nun tüm buzullarını kaybedebileceği öngörülüyor!

15 yıl aradan sonra Himalaya Dağları’na yeni bir zorlu ve başarılı tırmanış gerçekleştiren AKUT Başkanı Nasuh Mahruki de, dağ buzullarının da küresel iklim değişikliğinden nasibini aldığını gözlemleriyle teyit ediyor ve Ntvmsnbc’ye şöyle diyor; “…Everest’e 15 sene önce tırmandığım zamanki buzulların durumuyla, şimdiki buzulların durumu farklı. Kış mevsiminde daha az kar yağdığı için, dağlarda daha az kar birikmiş. Bu yıl muson rüzgârları bölgede gecikti. Muson rüzgârlarının bölgede gecikmesi de, küresel iklim değişikliğinin en büyük göstergesidir.”

Buzulların, binlerce ekosistemin ve insan nüfusunun geleceği açısından tamamlayıcı özellikleri olduğu düşünülürse, nasıl bir baş belasıyla karşı karşıya kalacağımızı düşünmek dahi ürpertici!

– Gezegenimizin buzulları erirken, dağlar da buna paralel olarak yükselmeye başladı. Bunu nedeni ise, izostatik denge gereği ağırlığını kaybeden kara kütlelerinin yükselmeye başlamasından başka bir şey değil. Bu olağandışı gelişmelerin ne gibi sonuçlara yol açacağı ise, şu an için tahmin dahi edilemiyor!

– Dağ buzullarının erimesi, potansiyel tatlı su kaynaklarına, buzullarla beslenen akarsulara, sulu tarım yapılan yüz binlerce dönüm tarım alanına veda anlamına geliyor ve bu yüzyılda, 1,5 milyar insan bunun sonuçlarından etkilenecek!

– Uluslararası Arktik (Kutup) İzleme ve Değerlendirme Programı (AMAP) tarafından gerçekleştirilen son araştırma sonuçlarına göre, iklim değişikliğine ve küresel ısınmaya bağlı olarak eriyecek buzullar, yüzyılın sonuna kadar deniz seviyesini 5 metre yükseltecek. Bu, ‘2007 Uluslararası İklim Değişikliği Paneli’ tarafından öngörülen sonucun tam 2,5 katı!

– Bilim adamları, kutup buzullarının çözülmesinin yüzde 50 orandaki suçlusunun, otomobillerden açığa çıkan karbon kurumu emisyonu olduğunu belirtiyorlar. İçten yanmalı motorlardan açığa çıkan karbon kurumu emisyonu, kutup bölgelerindeki kar ve buzların rengini koyulaştırarak, güneşten gelen radyasyonu yansıtabilme özelliğini yitirmesine, bu da, kutuplardaki ısının 1,0 dereceyle, 1,9 derece artmasına yol açıyor!

– Yine bu öngörülere göre, buzulların erimesiyle açığa çıkacak karbondioksit miktarı, 6 bin milyar metreküp!

– Rapora göre, yüzyılın ortalarına kadar, Amazon Ormanları’nın tamamen silinmesi bekleniyor!

– 7 milyar insanın ihtiyaç duyduğu, beslenme, barınma, ısınma, enerji, temizlik, giyinme, eğlence, öğrenim, ulaşım vb gibi gereksinimleri için gerçekleştirilen tüm faaliyetler, çevresel kirlenme ve atıklar iklim değişikliğinin en büyük tetikleyicisi. Fosil yakıt kullanımı, yeryüzünde 750 milyona ulaşan otomobil sayısı, termik santraller ve diğer tüm sanayi tesisleri de işin tuzu biberi!

– Sera etkisi yapan gazların atmosferdeki oranının rekor seviyeye çıktığı açıklandı.

– Küresel ısınmanın başlıca sorumlusu olarak görülen karbondioksit gazının, sanayileşme öncesi döneme nazaran yüzde 39 arttığı biliniyor.

– Doğal felaketlerin sayısı, son 20 yılda tam 200 kat artarak, 400’e yükseldi. On milyonlarca insan, yerlerinden oldu ve ‘iklim mültecisi’ durumuna düştü!

– Açıklanan raporlarda uzmanlar, 2050 yılına kadar 1 milyardan fazla insanın iklim mültecisi durumuna düşeceğini belirtiyorlar. Pakistan, Bangladeş, Maldiv Adaları, Hindistan, Filipinler, Endonezya, Tayland, Filipinler, Vietnam, Japonya, Çin, Güney Kore gibi ülkeler, risk açısından kritik bölgeler olarak değerlendiriliyor! 2011 yılını kapatmak üzereyken, Filipinler’de yaşanan son sel felaketi ise, kırmızı alarm olarak değerlendiriliyor!

(Çevre Misyonu Platformu / ÇEVREM), fotoğraf: İsmail Şahinbaş