Av sezonunun açılmasıyla bize lüferin yavrusu çinekopun neredeyse bütün tezgâhlarda satılmasıyla ilgili ihbarlar gelmeye başladı. Ofise gelen ihbar telefonlarını ve e-postalarını, Facebook ve Twitter iletilerini biz de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Alo 174’e yönlendiriyoruz.
Hepimizin aklında ‘Ama işe yarayacak mı?’ sorusu oluşuyor. Evet, yarıyor. Tüketici olarak bundan rahatsızlık duyduğumuzu yoğun ihbarlarla gösteriyor olmamız bir yana, Çanakkale’de olduğu üzere Bakanlık yetkililerinin olaya müdahale etmesiyle balıklar satıştan kaldırılıyor. Bu ne demek? O balıkçı bir daha o küçük boydaki ‘ince’ diye tabir edilen balığı gördüğünde ağını atmayacak. Aynı duyarlı kıyı balıkçısının yaptığı ve yapılması için uğraştığı gibi.
Çinekop dediğimiz yumurtlama yaşına gelmemiş bebe lüferleri satmaya çalışanlar büyük şehirde yasak nedeniyle satamadıklarını getirip Çanakkale gibi yerlerde satmaya çalıştığında, vatandaşın ve balıkçı birliklerinin sadece büyük şehirlerde değil, her yerde yaşama ve yasaya duyarlı olduğunu görecek. Balıkhaneye denetim yüzünden getiremedikleri yavru lüferleri el altından satamayacaklar.
Balık doğal servet midir?
Biz üretmedik, yaratmadık ama ondan faydalanıyoruz. Lüferin kilosu 140 TL’ye çıktı. Değerli taşlar, mineraller gibi bir değere sahip artık. Çünkü tükeniyor. Balık stokları, denetimsiz avlanmayla başa çıkamıyor, kendini yenileyemiyor. Hızla soyları tükeniyor. Lüfer eskiden az gelirlinin yediği bir balıktı. Şimdi ise artık tezgâhlarda göremediğimiz kalkanın izinden gidiyor. Seneye çinekop dediğimiz lüfer yavrusunu da göremeyeceğiz.
Çocuklar eşsiz yağmur ormanlarının tahribatını duyunca anlam veremez, büyüklere ‘Bir şeyler yapın!’ der ya. Biz bir şeyler yapabiliriz! Küçük, büyük, hepimiz yapabiliriz! 174’ü arayın ve ihbarınızı yapın. Çünkü doğal servetler hepimizin! Harekete geçmeli, çıkan yasanın arkasında durmalı ve çinekop avlamamalı, satmamalı, tüketmemeliyiz.
Her şeyden önemlisi yasaya uymayanları 174’e ihbar etmeye devam etmeliyiz.
Balıkçı birlikleri ve kamuoyu baskısıyla orfoz ve lagosun boyunun bilimsel verilere uygun hale getirilmesini, lüfer için ise çok önemli bir adım atılmasını sağladık. Şimdi hem Bakanlık hem de tüketici ve balıkçılar olarak bu kararın arkasında durmalıyız.
Greenpeace