‘Çevreciliğin Susurluk Kazası’nı Yapan Çevreciler

17 – 18 Aralık 2010 tarihinde, Antalya’nın Manavgat İlçesi’nde ‘İklim Değişikliğinin Toros Dağları Biyolojik Çeşitliliğine Etkileri’ konulu bir sempozyum düzenlendi. İlk bakışta çevreye duyarlı standart bir sempozyum gibi görünen bu olayın ibret ve dehşet verici niteliğini, katılımcıları ve sponsoru belirledi.

Türkiye Tabiatı Koruma Derneği (TTKD) önderliğinde ve ADO Enerji sponsorluğunda gerçekleşen bu sempozyumda öncelikle bu organizasyona sponsor olan ADO Enerji’yi biraz tanıyalım.

ADO Enerji, Antalya Kumluca’daki Alakır Vadisi’nde, vadideki tüm canlıların tek yaşam kaynağı nehri, kaynağından sahile kadar borulara hapsederek, vadinin hem doğasını hem de yerel halkıyla var olan kültürel değerlerini yok edecek olan 8 adet Hidroelektrik Santrali’nden (HES) 6’sının sahibi. Alakır Vadisi ise, bahsi geçen bu sempozyumun konusunun canlı bir örneği ve nadide bir değeri olarak, doğusundaki Tahtalı Milli Parkı, batısındaki Dibek Tabiatı Koruma Alanı ve kuzeyindeki Bakırlı Dağı Önemli Bitki Alanı (ÖBA) üçgeninin ortasında, Beydağlarından şelalelerle fışkıran Karaağaç Su Kaynakları’nın beslediği sayısız bitki ve hayvan çeşitliliğine ev sahipliği yapan nadir sayıda doğası bozulmadan kalmış bakir vadilerden biridir. İşte böyle bir vadinin can damarını borulara hapsederek kesip, onu susuzluktan yok etmek isteyen HES projelerinin sahibidir ADO Enerji.

Ve yine bu şirkettir yöre sakinlerinin vadilerinin doğal sit alanı ilan edilerek korunması konusunda yaptıkları başvurularının reddine karşı Kültür Bakanlığı’na açtıkları davanın, ‘vadideki yatırımlarının zarar göreceği’ nedeniyle, Kültür Bakanlığı’nın yanında davaya müdahil olmak istemiş, tüm itirazlara rağmen mahkemece bu müdahilliği onaylanmıştır. Yani ADO Enerji, doğal bir miras olan Alakır Vadisi’nin doğal sit alanı olarak korunmasını istememekle kalmayıp, konuyla ilgili açılmış olan bir davaya müdahil olacak kadar azim gösterecek düzeyde ileri gitmiştir. İşte tam da görülmekte olan bu davanın bilirkişi keşfinin 1 ay öncesinde ADO Enerji sponsorluğunda gerçekleşen bu sempozyumun katılımcıları arasında mahkemece Akdeniz Üniversitesi’nden tayin edilen bir bilirkişi de yer almıştır. Aynı bilirkişi, doğaya duyarlı bu sempozyumdan tam 1 ay sonra Alakır Vadisi’nin korunmasına yönelik açılmış ve ADO Enerji’nin de taraf olduğu ve avukatlarıyla hazır bulunduğu davanın bilirkişi keşfinde yer almıştır.

Yine bu ADO Şirketi, doğasını, kültürünü ve en başta yaşamını savunmak için vadide mücadele veren halka karşı sayısız suç duyurularında bulunup onları korkutup sindirmeye çalıştığını biliyoruz. Hatta birisinde 80 yaşını aşkın değirmenci Ahmet Türkkan’a karşı bulunduğu şikâyet üzerine köyünden Kumluca Karakolu’na götürülen Ahmet Türkkan’ın sıcağa ve heyecana dayanamayıp ifadesi alındıktan sonra karakol çıkışında kalp krizi geçirerek vefat ettiğini hatırlatmak gerekir.

Dönelim bu sempozyumun muhteşem kadrosuna bakmaya. Sempozyumun katılımcıları arasında bulunan Çevre ve Orman Bakanlığı, Alakır’daki HES’lere karşı yerel halkın verdiği hukuki mücadele çerçevesinde hakkında dava açılmış bir Bakanlık’tır. Yine ADO Enerji’nin Bakanlığın yanında davaya müdahil olması tüm itirazlara rağmen mahkemece onaylanmış ve ADO Enerji bu Bakanlık’la beraber Alakır Vadisi’nde yaşayan tüm canlıların karşısında davalı olmuştur.

Sempozyumun destekçileri arasında yer alan Akdeniz Üniversitesi’nin ise geçen sene, tüm bu çevre katliamlarına yol açan Bakanlığın başındaki Veysel Eroğlu’na, tüm tepkilere rağmen, trajikomik bir şekilde ‘çevre ödülü’ vermiş olduğunu hatırlamayan yoktur herhalde. Sempozyumun organizasyonunu, ADO Enerji’nin sponsorluğuyla gerçekleştiren Türkiye Tabiatı Koruma Derneği (TTKD) ise, özellikle derneğin Antalya Şubesi başkanının bölgedeki HES’lere karşı mücadelesiyle biliniyor.

Şimdi gelin bu çevreciliğin susurluk kazasının arabasındakileri bir toparlayalım; HES’lere karşı bir STK, HES’çi bir şirketin sponsorluğunda, HES delisi bir Bakanlığın ve HES delisi bir bakana çevre ödülü vererek tarihe geçen bir üniversitenin destekçiliği ve HES’lere karşı vadideki tüm canlıları korumak adına açılmış bir davanın bilirkişisinin katılımıyla (ki aynı bilirkişi 1 ay sonra sempozyuma sponsor olan bu şirketinde davalı olarak taraf olduğu davanın keşfinde bulundu) ‘İklim Değişikliğinin Toros Dağları Biyolojik Çeşitliliğine Etkileri’  adı altında bir sempozyum düzenler.

Sözün bittiği yerdeyiz belki de. Yorumsuz olarak…

Adaletin, ahlakın ve bunun gibi birçok ilkenin, bu güzel ve kadim Anadolu coğrafyasında geldiği, getirtildiği bu içler acısı halini, bu kadar açık seçik gözler önüne seren nadide, tarihi bir sempozyum. Anadolu halkına, kültürüne, inancına ve doğasına gönül vermiş olan bizleri asla yıldıramayacak olan bu karanlık örgütlenmelere karşı aydınlatmaya devam edeceğiz mücadelemizle herkesi. Bu karanlık güçlere karşı kanımızın son damlasına kadar kararlılık ve cesaretle mücadele edeceğimizi, hiçbir baskı ve tehtide karşı boyun eğmeyeceğimizi tüm kamuoyuna bildiririz.

Uyan ey güzel kadim Anadolu!

Kültürüne, doğana ve ahlakına sahip çık!

Korkma sakın bu ikiyüzlülükten!

Muhtaç olduğun kudret damarlarında hala dolaşıyor!

Yeter ki sen Uyan!

Uyanışa, Direnişe Devam!

Alakır Nehri Kardeşliği (ANK)

Fotoğraf: İsmail Şahinbaş